İstanbul "Yüksek Hızlı" Tren Seyahatleri #8
Her neyse biraz uğraştan sonra akşam için bilet bulduk. Yani geceye doğru orada olacaktık. Günü birlikçilere saati uymadığı için talep görmemişti demek. Her birimizin ismini yazdırarak sevinçle 5 kişilik bilet alıp binanın dışına çıktık.
20 dakika önce bindik trene ama ben içeriyi fotoğraflayana kadar kalktık bile. ilk başta çok hızlı değildi. Sonradan hızlandı hızı 255 kmyi gördü. Açıkçası hızlı olması benim tercihlerimin arasında değil. Çünkü camdan ne pozlasanız eğilmiş direkler ve binalardan başka bir şey gözükmüyor. üstelik tarlalar filmlerdeki gibi ya da windows'un masaüstü resimleri gibi düzenli. Belkide "tarlanın yanından hızlı tren hattı geçiyor orayı düzgün tutmak zorundasın" diye tehdit etmişlerdir. olabilir mi? Anahat trenlerinin geçtiği yerler hep dağınık olur tren geçerken oranın bir parçasıymış gibi görünürdü. Ben onu seviyorum. Yüksek hızınız size kalabilir.
Koltukları deriydi, yastıkları vardı. Yerler halı kaplamaydı. Her koltukta Raillife dergisi okunmaya hazır bekliyordu.Kokpit kapısının hemen yanında tren polisinin koltuğu vardı. - Evet TrenPolisi diye bir şey varmış - Televizyonda bir çekicen filmi, bir dini kanal; dört tane de türkçe pop radyosu vardı. ekranın altındaki siyah boşlukta yüksek hızlı trenin ne kadar yüksek hızda gittiği yazıyordu. Bagaj kısmının normal trenden daha iyi olduğunu söyleyebilirim. kapaklı ve derin bagajları var bu trenin. En önemlisi Tuvalet! Evet tanıtım filmindeki sürgülü kapılı geniş bir tuvaleti yoktu maalesef. Bu bahsettiğim özelliklerin hepsi iş adamı sınıfı içindi.
Tuvalet benim bir trende aradığım en önemli özelliktir. - ve bu hiç tuhaf değil. - :) Tuvaletleri renkli, modern bir görünüme sahip ve kocaman* aynası bir var. Trende selfie çekmek artık daha keyifli diye bir reklam cümlesi duydum sanki :) Fakat daha küçük* bir tuvaleti var bu YHT'nin. zor hareket
edebildiğiniz alanda klozetin üzerine inen panel ile bebeğinizin bezini kolaylıkla değiştirebilesiniz diye yeni bir dalga eklemişler. yaptığım fotoğraf kolajından nasıl olduğuna bakabilirsiniz. Bir de eskiden üzerinde traş makinesi resmi olan prizler yerine gülen surat şeklinde bir ibare olan, 230W ve 120W seçenekleri olan bir priz koymuşlar. Demek ki bize yıllardır 120Wluk bir priz gerekiyormuş... ve bu prizi, normalden farklı wattta olan prizi kullanabilmek için hızlı trene binmemiz gerekiyormuş...
3 saat 52 dakikanın sonunda Pendik'de indik ben tren istasyonunda ineceğiz sanıyordum. bir alt geçit çarşısının ucuna eklenen metro istasyonuymuş burası aslında. Bunu da bize Ankara'ya tayini çıkmış sonra emekli olup buraya gelmiş tek dişli bir amca söyledi. Gideceğimiz yer Avcılar'daydı. Ben nereden bileyim Pendik'in şehrin dışında olduğunu toplam beş vesayette Avcılar'a gidebildik saat gece 1 idi yani basit bir matematikle 4 saat YHT 2 saat de İETT ile 6 saatte İstanbul'a geldik.
Yani hepimizi İstanbul'a getirdik diye kandırıyorlar. Şehrin öbür ucunda bırakıyorlar. Esenlere 6 saatte iner işimi hallederim diye düşünmeyeyim de ne yapayım ben? İstanbul'da da nereleri gezdiğimi anlatsam tek diyeceğim dakika başı istanbulkart yükleme makinesini ziyaret ettiğimi söylerim çünkü şehirler arasından daha çok şehir içinde ulaşıma para harcanıyor bu nemli rutubetli yapış yapış şehirde!
Hepinize Yüksek Hızlı Günler Dilerim. :)
*Anahat trenleri ile karşılaştırıldığında.
Nemli, yapış yapış şehrimize laf söyletmeyiz :)
YanıtlaSilŞaka bir yana, İstanbul'un bir ucundan diğerine gitmek ölümdür. Pendik'te yaşayıp Gebze'de çalışınca her şey güllük gülistanlık. Buradan ötesi İstanbul ve trafik.
Sivas'ın bir ucundan diğer ucuna gitmek 6 saat sürüyor ama Türkiye'nin en büyük 2. ili olduğu için
SilPendik'ten Avcılara gitmek için önce taksiyle Kartal metrosuna gittik sonra Ayrılık Çeşmesinde inip başka bir metroya bindik oradan metrobüse bindik zincirli kutuda inip aktarmayla tekrar metrobüse bindik karşıya geçtik Şükrübey miydi Şekerbey mi öyle bir yerde indik 5 vesayette gelmiş olduk
Üç günde beş kişi toplamda 148 lira sırf İstanbulKart'a yükleme yapmışız. Kusura bakmayın rakamları yazmak için birinin yorum yapmasını bekliyormuş gibi görünüyorum. :)
Ama sizin yapış yapış şehrinizde terli ve yaşlı bir ihtiyar amca gibi. Sanki herşey erken gelişmiş ve çoktan eskimiş burada!
Konuştuğumuz iki kişiden biri bir gün Ege sahillerinden birine yerleşeceğininin hayalini anlatılırken diğeri top yekün ülkeyi terk ediyor oluyor. İstanbul'un o nadide ruh halinin etkisi muhakkak.
SilMarmaray Projesi devreye geçince Pendik-Avcılar arası tren olacaktı bakalım. Ulema şu an için işi ulamayla çözmüş gibi duruyor. Ama inanın o su altı treni, Anadolu Metro hattı bile çok yeni bizim için. Ankara'ya gidince taksicilerden azar işitiyorum çoğu zaman. "Ya oraya Metro koymuş adam, ona binsen de bizi uğraştırmasan" diye. Ne bileyim, Metro mu gördük sanki Pendik'te :)
Ankara'da metronun geçtiği güzergahtaki tüm otobüsleri kaldırdılar geçen aylarda. Nasıl olsa metro sürekli çalışıyor, otobüsler Eskişehir Yolunu tıkamasın diye yaptık diyor Melih Gökçek. Ee o zaman neden ODTÜ Ormanından yol geçirdiniz. Madem otobüslerdi trafiği sıkıştıran. Gel gör ki hala Ümitköy Köprüsü ile Söğütözü arası hala tıkalı olur mesai başı ve mesai sonunda.
Sil