Bu hafta her şeyi unutuyorum ama iyi anlamda unutma, sıfırlama değil bu. Güvenlikten demir makası ödünç almamı gerektirecek unutkanlıklar....

HAFTALIK #10 Bibliyografya

Ekim 28, 2014 Teknofil 0 Comments

Bu hafta her şeyi unutuyorum ama iyi anlamda unutma, sıfırlama değil bu. Güvenlikten demir makası ödünç almamı gerektirecek unutkanlıklar. Yazı yazmayı da unutturuyor gibi. Suçun birazını da hiç değiştirilmeyen şarkı listesine ve Chatroullete'de İtalyan kızlara kebap tarifi vermeye çalışan oda arkadaşlarıma atarsam rahat rahat yazacağım.


Bu dönem İnkılap dersinde elimiz kitaba değsin, burnumuz kütüphane koklasın, gözümüz sararmış yaprakları görsün diye kitapları sevmeyi unutmayalım diye Bibliyografya çalışması yapıyoruz. Bir konu ya da bir tarih aralığındaki kitap,dergi  ve matbu çalışmaların tamamının yazılı olduğu liste. Benim yaptığım bibliyografyada konu sınırlaması yok sadece 1850-1950 yıllarını konu alan 20 maddelik kaynak taraması yapmamız istendi. Kütüphanede aynı ödevi yapmaya çalışan insanların kitap karıştırdığını görünce mutlu oldum yazayım istedim


Geçen malzeme dersinde önde yer bulamadığım için arkaya geçtim elimdeki Rhodia bloknota mercan renkli Lamy Safarimle Railroading yapıyordum can sıkıntısından yanımdaki arkadaş ne yaptığımı ve neden yaptığımı sorunca anlatmaya başladım. Sınıfın dışında anca anlatabildim. Bizi dolma kalemler hakkında konuşuyoruz diye dersten atmıştı çünkü kır saçlı Yard. Doç. Anlamadığım bu adam bu yaşta neden hala yardoçtu şimdiye kadar prof olması gerekmiyor muydu. tek derdim bu olsa elimde neon mercan Lamy Safarimle dışarıda kalmıştım. Son dersti sadece kalemi alıp çıkmıştım. Bari defteri alsaydım keşke dedim ama yapacak bir şey yok yarım saat boyunca kantinde ben pembe sanılan ama pembe olmayan kaleme baktım baktım o bana baktı.


En son trene binmeden önce Armada'daydım. Hello Kitty World diye kocaman bir konsept mağazası var. Kabaca söylemek gerekirse içeride her bir halt vardı. Hello Kitty hayranı olsam içerisinden saatlerce çıkamayacağım bir yer yapmışlar. Defterler ilgimi çekti fakat kağıt kalitesinin kötü olacağından endişe ettim. Çünkü Türkiye'de üretilmiş, üzerine Sanrio lisansı basmışlar. İthal fiyatına satmalarına şaşmamak lazım. Her mal ortamında para eder.


Neyse konudan fazla uzaklaşmadan söylemeliyim ki bu firmanın tek ürünü Hello Kitty değil. '78de Kitty merhaba demişse '88de VCD Player oyunlarıyla çocukluğumuza (en azından benimkine) yer etmiş Kerokerokeropi karakterini de yaratmışlar işte onun stickerlarından aldım. Rhodia bloknotumun üstüne çok yakıştı birisi

Az fotoğraflı bir yazının daha sonuna geldik .Herkese Bol Haftalıklı Günler :)

0 Yorum:

 Hasanoğlan'da bir elektrik direği gördüm. Tüm kabloları bir metre kala kesilmişti. Sabote edilmiş resmen. Şuan dış camı kırılmış b...

Tren Seyahatleri #10 Termodinamik

Ekim 04, 2014 Teknofil 0 Comments



 Hasanoğlan'da bir elektrik direği gördüm. Tüm kabloları bir metre kala kesilmişti. Sabote edilmiş resmen. Şuan dış camı kırılmış bir pencereden dışarı bakıyorum. 4 Eylül Mavi Treni en fazla Malatya'ya kadar gittiği için tek camlı vagon var. Fakat Doğu Ekspresi Kars'a kadar giden bir tren olduğu için üşümesin diye çift camlı vagon vermişler ona çekip götürsün diye. Kaloriferleri de ayak hizasında.



Birisi bana "Tren taşlamak devleti taşlamaktır. Hem de bedavaya" demişti. Ama trene niye taş atıyorsun ki. Ben de istasyon mahallesinde büyüdüm. Bisikletle gidip  rayların yanına uzanırdık. Makiniste selam verirdik, o da bizi rüzgarıyla serinletirdi. Ne istediniz de kırdınız bu camı üzerinde Ay-Yıldız olduğu için mi?


Bir zamanlar buradan gidenleri İzmir Marşıyla uğurlarlardı.. 
Ben sabah yatıyorken, annem "Ankara Garı'nda bekleme salonunun bankları ne renk?" diye sordu.  Ben de gözümü açmadan "Bordo!" diye cevapladım. "Senin gibi bir tren müdavimi nasıl olur da bilemez! Kırmızıydı." diyerek beni uyandırdı.Ama gidip baktım bordoydu. Ben doğru bilmiştim. Sadece uyandırılmak için kandırılmıştım :)


Oyuna kolay bir kutudan başlamak istiyorsanız alın size spoiler.
Ziyaret edin ve kayıt defterini doldurun. Sonra internete girip "Ben buldum!" deyin.
İki saat erken gidince valizimi ikinci perondaki ikinci çapraz bilboardun arkasına koydum. Atatürk vagonunun oraya gidecektim çünkü Ankara Garı ve Demiryolları Müzesi adlı Geocache kayıptı. 3. kez bakıp bulamadığımda kutu sahibine yenileyebileceğimi söyledim. O da kabul etmişti. Fakat o sıra 15-16 yaşlarında iki genç Atatürk vagonun yanındaki boşluğa oturdu. Ben de kalkmalarını beklerim nasıl olsa vaktim var diyordum



Arkamdaki Sincan-Kayaş Banliyo Treni'nin vatmanı kapıyı açıp "Layn!" diye bağırınca irkildim. Meğersem vagonun arkasına geçmişler. Korkuyla önce kız sonra erkek dışarı çıkıp eski yerlerine oturdular. Nasıl düşünsem bilemedim. Orada olacak iş mi diye düşünülebilir "Sonuçta Gençlik Parkı neyinize yetmiyor?" Ama bir yandan da gençleri rahat bırakma taraftarıyım. Çok aşırı bir şey yaptıklarını sanmıyorum. Siz olsanız nasıl tepki verirdiniz?, nasıl düşünürdünüz? Bu konu hakkında yorum yazın.



Kırıkkale Garı'nı gördüyseniz arkasındaki Makine Kimya Endüstrisi kocaman kapısını da görmüşsünüzdür. Gar zaten küçücük bir yer. Ha Şarkışla İstasyonu, ha Kırıkkale Garı aynı büyüklükteler. MKE ise eski, 20 yaşını geçmiş araçları hurda olarak alıyor ve dönüştürdüğü demir ile silah üretiyor. Ne güzel değil mi? Güvenlik görevlilerine zimmetli olan silahların çoğu MKE'nin Kırıkkale modeli zaten. Aynı zamanda Ankaragücü'nün sponsorudurlar ama bu önemsiz bir ayrıntı.



Yaşlı amcalara ortalıkta zombi gibi dolanıyor. Uzanmak için boş ikili koltuk arıyorlar. Ne uyku meraklısı insanlar var. "30 saat boyunca uyuyacak mısın ha Kars'a giden bey amca!?"

Herkese Bol Mühendislikli Günler :)
İyi Bayramlar!

0 Yorum: