Bu blogta yazdığım 3. Leuchtturm1917 incelemesi olacak, güzel ürün çünkü ne diyeyim. Gerçi artık kendim defter yapmayı becerebildiğim iç...

Platinium Plaisir & J.Herbin Bleu Azur & Leuchtturm1917 Jotbook Inceleme

Ağustos 27, 2016 Teknofil 4 Comments


Bu blogta yazdığım 3. Leuchtturm1917 incelemesi olacak, güzel ürün çünkü ne diyeyim. Gerçi artık kendim defter yapmayı becerebildiğim için artık hiç bir defter ihtiyacıma cevap vermiyor gibi gelmeye başladı. Çünkü kağıdı uysa kapağı uymuyor mesela, ikisi de uysa fiyatı uymuyor gibi. Neyse sizde Bookbinding yapın derim. İyidir. Yaşlı teyzelerin televizyon karşısında örgü örmekten ne kadar zevk aldığını öğretiyor insana. :)



Elemanımız Plaisir'i geçen gittiğim İstanbul Buluşması'nda Sirkeci Yeni Zaman Kırtasiye'den aldığım kalemdir kendileri.
Metal (Alüminyum) Gövdeli, Metalik görünümlü ama plastik olan üzerinde "plaisir" yazılı bilezik bulunur kapağında. Klipsinin ortasında kalemin rengine göre bir şerit bulunur ve gömlek cebinde aşırı hava katar bu küçük hileyle.

Grip (tutma yeri) kısmı şeffaf sectionlıdır. bu sebeple benim kalemim örneğinde olduğu gibi kalemin kendi rengi tonları dışında mürekkep koyduğunuzda buradan "Ben aslında açık maviyim yeşil değilim!" diye bağırır. Her ne kadar dağıtılıp toplanması kolay bir kalem olsa da bu şeffaf parçanın içindeki mürekkebi temizlemek uğraştırıcıdır.

Kalemden sonra sıra mürekkepte J. Herbin markası özel serilerine verilen isimden anlaşılacağı üzere 1670'de Fransa/Paris'te kurulmuş bir yazı işleri firması. Mürekkep, Dolma kalem, divit vesair ürünleri ile meşhur. 1670 serisinde Stormy Grey yada Emeraude de Chivor gibi yaldızlı mürekkepleri bizim dolma kalem severler için peşinden koşulası mürekkeplerdir.

Bleu Azur, Mavi Gökyüzü yada Azur mavisi olarak çevirilebilir. Çünkü bu iki kelime aslında eş anlamlı. Açık bir tonda yazıyor. Islaklığı, bir japon kalemi olan plaisir'de sorun çıkarmadığına göre çoğu kaleme uygundur o zaman diyebilme genellemesini bize sunuyor. 
(uzun cümlelerimi okumaktan yorulmadınız umarım. :))
Bold yada Kesik uçlu kaleminize koyup Highlighter olarakta kullanabilirsiniz pekala.

Leuchtturm'u bilirsiniz tüm defterlerinin içinden etiketlemek için bir yapıştırma kartelası çıkar içinden. Girişinde index sayfası vardır tüm sayfaları numaralıdır. Son sayfaları perforjelidir. Ve, yukardaki fotoya da bakacak olursanız ciltlemesi bu kadar ince bir defterde bile muazzam olduğuınu görebilirsiniz. Sadece jotbook versiyonunda iç cep yok arka kapakta ve lastik yok haliyle...

Daha detaylı Leuchtturm1917 incelemeleri için diğer incelemelerime de buradan bakınız.
Üçü birleşince ortaya çıkan manzara. Kuruma süresi falan güzel ben beğendim açıkçası. Bu arada bir de Fiyat Chartı koyayım şuraya.

Leuchtturm1917 Jotbook
 Yılın başında D&R'dan %50 indirimle 7 TL ye almıştım şu an 27 TL deniyor.
J Herbin Bleu Azur 30 ml
İstanbul Güven Sanattan aldım. 25 civarı
Platinum Plaisir
Dediğim gibi yeni zamandan 40 tl ye aldım. Dağıtıcı kendisi olunca zaten girdiğinizde platinum satmadan çıkarmıyorlar sizi ama ben zeynebin ekibindenim deyince hemen ilgilenmeye başladılar falan sevindim yani. Güven Sanatta böyle birşey göremedim. 

Görüşmek Üzere! :)

4 Yorum:

Lamy'nin geçtiğimiz aylarda piyasaya çıkardığı özel üretim Safari modelinden bahsedeceğim, Dark Lilac'tan...  Öncelikle deği...

Lamy Safari 2016 SE Dark Lilac & Lamy Dark Lilac

Mayıs 24, 2016 Teknofil 0 Comments


Lamy'nin geçtiğimiz aylarda piyasaya çıkardığı özel üretim Safari modelinden bahsedeceğim, Dark Lilac'tan...


 Öncelikle değinmek isteğim kısım, bu kalemin ucu siyah. Siyah arkadaşım! Ucu da siyah klipsi de siyah. Belli bir nedenden ötürü siyah. Hero markası bundan yıllar yıllar önce mor renkli replikasını HERO 359 Summer Safari adıyla çıkarmıştı da ondan. Farklı olması için 1. Ucunu siyah yaptılar. 2. Klipsini siyah yaptılar. 3. Gövdesini mat yaptılar.

  • Aynı zamanda seneye Neon serisi yerine Dark serisi yaparlarsa şaşmam. Dark Yellow yada Dark Green renkleriyle gelmesinler de bu sefer...
SırasıylaLamy Safari Red (2012)
Lamy Safari Neon Coral (2014 SE)
Lamy Safari Dark Lilac (2016 SE)
Diğer Safarilere ıslaklık kuruluk vs. hiç bir özelliği değişmiyor Dark Lilac'ın.
 Anlıyacağınız kel kız yine kel kız. Potik de alsan fistanda giydirsen yine aynı kız.


Her sene kalemin rengiyle uyumlu kartuşlar çıkarıyordu Lamy. Ama bu sefer yine bir değişiklik yaptı yüzümüzü kara çıkardı. Şişe mürekkebinden alıcam diyenlere "Lamy öyle yapmıyo'kii" diye cevaplar verdik ve olan bu. 
  • 50ml''lik şişelerinde mürekkep temizleme şeritlerinden olduğundan da bahsedeyim ama bu kalemin tutamağını silmek için. Ucunu temizlemeye çalıştığımdan söylüyor değilim :)

Dolumu Lamy'nin yaygın bir kullanımı olan Z24 Converter'i ile yapacağız. Yaygın diyorum çünkü, benim gibi karadüzenle çalışan birinde bile 2-3 tane var bunlardan. 
  • Ama doldurmadan önce önerim. Ucu bir süre ılık suda bırakmanız ya da içine bir kaç defa su çekip atmanız. Sebebi ise Lamy tüm kalemleri satışa sunmadan önce mavi mürekkeple deniyor. Haliyle az da olsa damakta ve uçta mavi mürekkep izleri kalıyor.

Yazı denemesini bu sefer iki farklı kağıtta yaptım. Bnulardan bir 60 gramlık ince kağıdıyla Fabriano Traccia diğeri ise 80 gramlık sık perdahlı kağıdıyla Rhodia Dotpad.
  • Islaklık konusunda tek defterle deneyip hep size yanlış bilgi verdiğimi düşünüyordum. Gerçekten de farkediyormuş. Rhodia'nın kağıdı hemen hemen çoğu mürekkebi geç kurutuyor.
  • Tepede birde iki yıl önce yazdığım Hero Summer Safari'nin yazı örneğini koydum habersizce yanımda geldiği için poz dışı bırakmaya kıyamadım
Fiyatlar:
Dolma Kalem: 90 TL
Mürekkep : 35-40 TL
-Güzel Günler!

0 Yorum:

Evvet! Bu bir gençlik kitabı. Ne yani sizin okuduğunuz klasikleri okuyacak değilim heralde. Aslında aynı dilden konuşmamız gereken blogger k...

Ben, Earl ve Ölen Kız

Mayıs 14, 2016 Teknofil 2 Comments

Evvet! Bu bir gençlik kitabı. Ne yani sizin okuduğunuz klasikleri okuyacak değilim heralde. Aslında aynı dilden konuşmamız gereken blogger kardeşlerimin yazılarını okurken sıkılıyor olmam çok üzücü. Edebiyat seviyoruz diye kasvetli olması gerekmiyor ya. Devamını okumaya zahmet ederseniz, size ender rastlanan bir olaydan bahsedeceğim.



FİLM UYARLAMASI KİTABINDAN DAHA GÜZEL BİR ESER!

Kitabın giriş ve orta kısımlarında gülmekten yerlere yatamadığım metro ve otobüslerde kasıklarımı ağrıtacak kadar kuskunç espriler var.  O kadar kuskunç ki, "Lanet olsun benim hayatım neden bu kadar neşeli değil ki?!" dersiniz.

Ancak Kitabın isminde adı geçen Rachel Kurther lösemi olduğunda Genç film yönetmeni Greg Gaines'in tüm düzeni bozuluyor. 
  • İlk defa önsözünde kitabın içeriğini adam gibi (cinsiyetçilik yapıyorum sanmayın diye düzeltiyorum) doğru düzgün yazan bir yazar görüyorum desem yanılmış sayılmam.

Kitapta hangi cümleyle, hangi espriyle başladılarsa aynısını filmde de görebildim. Bölüm isimleri bile aktarılmış. Üstelik animasyonlu cut sceneler de eklemişler ve yine ilk defa Türkçe'ye çevrilen sıfat tamlamaları yerine uygun -hatta daha güzel halde- çevirilmiş. 
  • Film, Rachel'ın ölmeyeceği konusunda bize yalan söylüyor. Ama ben filmde ve kitapta "Rachel öl artık!" moduna girdim. Çünkü her ne kadar dokunaklı bir aşk romanı olmasa da her şeye kişneyerek gülen bir kızın çöküşünü okumak/izlemek istemiyorsunuz.

Bir de Madison'ın göğüslerinin, biz okuyuculara (genel olarak erkek kısma) anlatıldığı kadar güzel olması gerçekten "Emeğe saygı" dedirtiyor. Ya da Bay McCarthy'nin deyimiyle "Respect the Research!" mü demeliydim?

İzlemek ve Okumak İsterseniz;
Kitabı sipariş etmek için Burayı Tıklayabilirsiniz.
Filmi sipariş etmek için Burayı Tıklayabilirsiniz.

2 Yorum:

Yeniden Merhaba; Gördüğünüz üzere blog tasarımı değişti bu değişikliğe ne sebep oldu derseniz. Eski -mavili- tasarımı sanıyorum fazla uğ...

Gücü Kullan Luke! | Yeni Tasarım Hakkında

Mayıs 04, 2016 Teknofil 0 Comments


Yeniden Merhaba;
Gördüğünüz üzere blog tasarımı değişti bu değişikliğe ne sebep oldu derseniz. Eski -mavili- tasarımı sanıyorum fazla uğraştırmasın diye seçmiştim öyle çok aramamıştım bulmak için. O günden bu güne 2.5 yıl geçti hala çok bir beklentim yok ama bir okuyucu kitlem olmuş oldu zamanla. Ben hiç birşey yapmayıp olduğu gibi bıraksam burayı takip edilmeye devam edilecekti çünkü artık bir kaynak niteliğindeydi blogum.

  • Mesela şu 3 dolarlık Scrikss Peak'in yazısına her gün 50 kez tıklanıyor. Düşünüyorum " lan daha doğru düzgün yazılmış incelemeler yazılar varken insanlar neden inatla bu yazıyı açıyor? Daha popüler bir incelemenin tıklanması 100de kalırken bu 2000 ve artmaya devam ediyor."

Eskiden ben.. Bir hafta inceleme bir hafta tren seyahati diye planlayarak bu işi yürütmeye çalışmıştım. Ama gelin görün ki her hafta trene binecek her hafta kalem mürekkep satın alacak değildim. Bu kendimi zorlamak olurdu ve bir şeyin başına zorla oturttulduğum her seferinde zararla kalktığımı fark edince tüm kategorizasyonu hashtagleri bilmem kaçıncı yazı diye saymayı bıraktım.
  • Bu sayede bu duyuruyu Dünya Star Wars Günü kutlamasıyla aynı başlıkta toplayacak kadar özgürleştim. Bu demek olmuyor ki ne yazarsam okuyacaksınız. Hayır. Sadece istediğim zaman istediğim şeyi yazmak istiyorum ve buna kimse engel olamaz. Böylece yaratıcı fikirler ortaya atabilmem için bir ortam oluşturmuş oluyorum kendime -Yarın bir bakmışsınız burası makyaj kanalı olmuş falan :D - 
Neyse, efenim genel olarak pek bir şey değişmiyor incelemeler aynı, hatta biraz daha sade anlatımlı olacak ve Haftalık etiketini de düşüncelerim bir araya gelip yazı halini aldığı her başlığa yapıştıracağım.

-Güç sizinle olsun!

0 Yorum:

Geçtiğimiz sene Twitter sayfalarında her gün bir güzel kelime paylaşarak başladıkları çalışmaya bu sene kaymağını yiyerek devam ediyor Er...

Bazı Kelimeler Çok Güzel

Nisan 25, 2016 Teknofil 0 Comments


Geçtiğimiz sene Twitter sayfalarında her gün bir güzel kelime paylaşarak başladıkları çalışmaya bu sene kaymağını yiyerek devam ediyor Ertuğrul kardeşler. Güzel kelimeler dükkanı diye bir mecrada kitapta ki bazı kelimeleri bez torbalara, posterlere, kupalara ve bilimum hediyelik eşyaya basıp satıyorlar.

İşin o boyutunu bi  kenara bırakırsak, gerçekten güzel bir işe imza atmışlar çıkardıkları kitapla. Tam bir başucu kitabı. Yatmadan önce bir kaç sayfa kitabı okuyup "Bunun anlamı da buymuş artık rahatça uyuyabilirim." diyeceğiniz bir kitap.

  • Üstelik sadece eski ya da anlamı bilinmeyen kelimeler değil. Mesela ermeni kökenli Şaparing kelimesi "Şapır şupur öpen abi" anlamına geliyormuş. 



Birde sayfanın solunda bir kelimeyi açıklarken sağ tarafta da sevdiğimiz eserlerden - genelde türk klasiklerinden- örnekler vererek kelimeyi bir cümle içerisinde kullanıyor. 
  • Gerçekten kitabın baskısı cildi ve Can yayınlarından çıkmış olması kitabı çekici yapıyor ama 35 Liralık satış fiyatı da "ben sadece tweetleri okusam yeter yaa" dedirtebilir.
Dünya Gününüz kutlu olsun!

0 Yorum:

Bu ay biraz daha başlangıç seviyesi dışı bir kalem inceliyorum. Bu tür kalemlere fazla yer vermememin sebebi aslında bu kalemleri gündelik o...

Parker 45 Flighter, Moleskine Audiocassette Edition, Graf-von Faber Stone Grey

Nisan 16, 2016 Teknofil 0 Comments

Bu ay biraz daha başlangıç seviyesi dışı bir kalem inceliyorum. Bu tür kalemlere fazla yer vermememin sebebi aslında bu kalemleri gündelik olarak kullanamadığım için fazla sevmediğim olabilir.


Bugün eski yeni ne varsa topladım, grili-siyahlı bir kombin hazırladım. Bir Fransız bir Alman bir İtalyan varmış, bunlar bir trende seyahat ediyorlarmış... O kadar öyküleştirmeye gerek yok galiba... O zaman konunun özüne geçiyorum hemen


Önce defterden bahsedeyim bu sefer. Bu, Moleskine'in "Kasetlerle 50 Yıl" adında çıkardığı özel bir seri. Ama 2012 yılında üretilmiş olduğu için Philips'in ilk kasedi icat etmesinin üzerinden 54 yıl geçmiş. Şu an pek kullanılmasa da ilerde Plak gibi değerleneceğini düşünüyorum ben.

  • İçinden Play&Pause tuşları ve renklı kasetler olan bir sticker kartelası çıkıyor. Ben bu tür şeylere koleksiyonluk gözüyle bakıyorum. Sonuçta tüm kullandığım defterlerin kapağındaki şeritleri saklayan biriyim.

Mürekkebimiz Faber Castell markasının üst segmenti olarak adlandıran Graf-von Faber Castell Stone Grey. Çok havalı bir kutusu ve şişesi var. Ama zorla 75ml boyutlarında satarak ve şişeden dolayı fiyatı çok şişiriyorlar. 
  • Kurşun kalem grisi gibi bir renk ararken almıştım bunu. Pek memnun olmamıştım ama daha sonra hakkında yazacağım Caran D'ache Infinite Grey'i  buldum. Bu daha çok sulu gri gibi

Kalemimiz Parker 45'in Flighter modeli, sanırım metal gövdelisine bu ismi veriyorlar. Kaynak için bu penografi sayfasına bakabilirsiniz. 1960'dan 2007'ye kadar üretilmiş vintage bir model. Ucu yarı gizli üzerinde çoğu vintage kalemde olduğu gibi kalınlık ibaresi yok ama F/M arası bir kalınlıkta yazıyor.
  •  Dolumu Parker'ın kocaman kartuşlarından yada eski tip konvertör ile yapılıyor. Haliyle bende yine yok pompası (kendisinden daha nadir bulunuyor squezee tipler) yine karadüzen yine şırınga! :)

Yazı örneğine bakınca anlıyosunuz 3 saniye de bile hiç bulaşmıyor. Biraz da kalemden kaynaklı bu kuruluk ama Moleskine aldığınızda sadece dışına para verirsiniz. 70 gramlık kağıt, bu mürekkebi bile arkadan  hissettiriyor. Ama kırçıllanma yada aşırı arkaya geçme gibi bir şey yok. Gülü seven dikenine katlanır diyelim.
Güzel günler dilerim :)

0 Yorum:

İstanbul'a gittiğimde Geocaching yapmaya vaktim olmadı. Fakat Özgehan'ın yeni geliştirdiği bir oyun vardı. Sakladık. Şu an sa...

Silahın ve Rozetin Lütfen. | Sakladık!

Nisan 14, 2016 Teknofil 0 Comments



İstanbul'a gittiğimde Geocaching yapmaya vaktim olmadı. Fakat Özgehan'ın yeni geliştirdiği bir oyun vardı. Sakladık. Şu an sadece İstanbul'da oynandığı için bundan iyi fırsat olamaz dedim. Bağdat Caddesi'ne (Sadece "Cadde" denildiğinde de orası ima ediliyormuş.) nasıl gideceğimi bulduktan sonra akşam saatin kaç olduğunu umursamadan yollandım Cadde'ye. 


Sarı dolmuşlarla sahil yolundan Göztepe parkına gittim, oradan caddeye çıktım. İpucu olarak verilen fotoğrafta parçaları birleştirip elimle koymuş gibi buldum mıknatıslı rozeti. Arkasındaki kodu Instagram hesapları üzerinden adresimle birlikte yolladım ve bu eğlenceli anıların bir hatırası olarak geldi Fiat 500'üm
  • Sizde oyun hakkında detaylı bilgi almak, nasıl katılacağınızı öğrenmek için sakladık.com web sayfasına ve @sakladık instagram hesabına buradan ulaşabilirsiniz. 


Eğlenceli bir hafta dilerim. :)

0 Yorum:

Geçen hafta Bana Sıkça Yaz 'ın  4. doğum günü vardı bende Ankaralardan İstanbul'a gittim. Tek başıma ilk İstanbul'a gidişim...

Dolmakalem Lobisi'nden Icazet Almaya Gittim

Nisan 07, 2016 Teknofil 0 Comments



Geçen hafta Bana Sıkça Yaz'ın  4. doğum günü vardı bende Ankaralardan İstanbul'a gittim. Tek başıma ilk İstanbul'a gidişim oldu bu. Yaşım o kadar küçük değil aslında ama böyle bir bahaneye ihtiyacım vardı gidebilmek için. Hem gezdim hem aynı kafadan insanlarla bir kez daha vakit geçirmiş oldum.


Etkinliğe gittiğimde yeterli olmayan tecrübelerimi, kötü yazımı unutup ekibin bir parçası gibi hissediyorum ve bu çok güzel bir duygu. Facebook grubunda paylaşım yapan herkesle tanışmış oldum. Bazıları çok eğlenceli bazıları ağır başlı, içlerinde her sektörden insan var. 
  •  Bu arada üstteki iki fotoğrafı Erkan Samet Dönmez çekti. Konu mankenlerin de hak sahibi olduğum için paylaşmakta da hakkım olduğunu düşündüm. Etkinlikteki tüm fotoğrafların olduğu albüme bu linkten ulaşabilirsiniz. 

Etkinlikte olanlar biraz anlatılmaz yaşanır tadında olduğu için, size İstanbul maceramı anlatmak istiyorum sıkılmazsanız. Sabahın erken vaktinde Esenboğa'ya gittim. Tren garlarına kafa dinlemeye giden biri olarak hava alanının sessizliği beni biraz ürpertti, iç hatlardaki tüm katları gezerken. Neymiş anonstan arındırılmış bölge olduğu için böyleymiş efendim.


O kadar gelmişken Ankara'da tek şubesi havaalanında olan Cafe Nero'ya oturmadan olmazdı. Şehir içnde şubeleri olsa Starbuck's nedir ki der bir daha uğramazdım. İtalyanlar işi çözmüş. çift espressolu hazırlıyorlar kahveleri. 
  • Daha sonra Borajet'in boş olan check-in deskinden biletimi alıp X-ray'den geçtim ve kemerimi çıkarmak zorunda olmaktan hiç hoşlanmadım. :) Alt katta bizi arka tekerleri yarı gizli 12 koltuklu bir otobüs aldı, uçağın yanına getirdi. (Firmayı beğendim bu arada, kaliteli ve uygun)
  • Böylesi daha güzel. Reklam basılmış tünellerden neye bindiğini görmeden seyahat etmek çok duygusuzca. Bineceğin araç şöyle ele avuca gelecek böyle oluyormuş diyeceksin.

Bilerek kanadın olduğu yeri seçtim manzara için.Uçak piste girince aniden durdu. Sonra bir uğultuyla kaptırdı. Teyzeler nefes almakta zorlanırken. (Tüm koltukların önünde kusmuk torbasının hazır olması hiç de yardımcı olmuyor.) Ben mide bulantısını düşünmemek için uçağı kazanmak üzere olan bir beygir gibi görüp gaza getirmeye çalışıyordum. (Yaptığım saçmalıkları tam olarak aktaramıyorum buraya ama siz anladınız onu)
  • Sabiha Gökçene inince bagajım olmamasına rağmen o dönen şeylerin etrafında biraz bekledim. Çünkü lanet olası, bana çok eğlenceli geldi. :) Adamın biri banda oturup bi' yarım tur attı şöyle kıskandım vallahi. Yanımda biri olsa bende ondan cesaret alıp eğlenebilirdim.

Sırasıyla E11 ile Kadıköy'e gittim sonra orada bir plan yapıp önce Güven Sanat'a gittim. J Herbin Bleu Azur aldım. sonra metro-marmaray aktarmasıyla ( İstanbul'daki aktarma sistemi tamamen farklıymış otuz lira kadar bir toplu ulaşım giderim oldu bir günde, Ankara'da bu turnikeden çıkıp diğerine kart basacaksın desen döverler adamı. Geçen sene metro ringinde 60 kuruş fazla alıyor diye iki şoför indirmişlikleri var :)
  • Velhasıl, Sirkeci'de Yeni Zaman Kırtasiye'ye uğradım Zeynebin ekibindenim deyince daha bir sıcak davrandılar. Yukarıdaki Platinum Plaisir'i aldım. Kabataş Tramvayı ve Füniküler ile birlikte Taksime vardım. Fakat etkinlikte toplu fotoğraf çekilirken ben Simit Sarayında kameraları kontrol ediyordum.
  • En son kamera kaydı izlediğimde işten atılmak üzereydim.. Bu sefer diğer tarafta olmak farklı hissettirdi. Sabah vakti Kadıköy'de unuttuğum tabletimi aldıktan sonra Harem'e gidene kadar gün bitmiş benimde pilim zayıflamıştı.
Yukarıdaki kalem ve mürekkebin incelemesi de yakın zamanda burada olacak
Hepinize bol maceralı, eğlenceli günler dilerim :)

0 Yorum:

Harry Potter kitaplarını okuduysanız bilirsiniz. Bir tane sırlar odası vardır. Abdesthaneye  benzer bir yerden girilir. Borulardan gelen s...

Sırlar odası gerçekte bir oda değilmiş.

Mart 26, 2016 Teknofil 0 Comments

Harry Potter kitaplarını okuduysanız bilirsiniz. Bir tane sırlar odası vardır. Abdesthaneye benzer bir yerden girilir. Borulardan gelen sesin kaynağı burasıdır.

Hogwarts'takine benzer sır odaları sadece hayal evrenine mahsus değil. Maatteessüf böyle odalar tüm üniversitelerde var. Özellikle devlet destekli vakıf üniversiteleri bu tür olaylarda başı çeken taraf oluyor.


Peki ne amaçla kullanılıyor bu (secret) sır paylaşma siteleri.
Şöyle açıklayayım: Sevgilinizden ayrıldığınızda aranızda, geçen söylenmemesi gerekenleri. Kampüste hoş bulduğunuz her türlü karşı cinsin eşgalini belirtir şekilde " 70küsürüncü yurtta gördüğüm mor pantolonlu çocuk.yarın bende mor giyeceğim beni bul" randevuları ve "101 dersinin hocası çok kaypak bir adam" hakaretlerini ve daha fazlasını görebileceğiniz paylaşımlar bütünü...

Yukarıdaki kolajda adı geçen iki üniversitenin karşılama sayfalarını görüyorsunuz. Eğitim dillerinden ve uluslararası öğrencilerin yoğun olmasından dolayı iki sitede de yalnızca İngilizce açıklamalar olduğunu var sayıyorum. Hatta içlerinden birisi kendi tarzlarını yansıtacağını düşündüğü bir reklam da almış.

Paylaşımda bulunmak için o okulun öğrencisi olmanız gerekmiyor. Google Forms üzerinden
 güvenli ve anonim paylaşımlar yapabiliyorsunuz.

Oldu ki bu sitelerle paylaşımda bulunmaya karar verdiniz. Karşınıza çıkacak ekranlar yukarıdaki gibi. İsimler ve bir cümle "Sende haklısın hocam." hariç tamamen aynı ama paylaşılanlar, paylaşanlar aynı değil maalesef. Bir tarafta duyarlı insanların olduğunu fark ederken diğer tarafta bir topluluk bu kadar mı vurdum duymaz bu kadar mı apolitik olur diye düşünüyorsunuz.


O kadar mühendis adayı Einstein'ın "Bir kum tanesinin sırrını çözebilirsek, bütün dünyanın esrarını öğrenmiş olurduk. " sözünü yanlış yorumlamış olabilir diye düşünüyorum.

  • Onların jargonu dışında bir üslup kullanırsanız, çirkin yüzlerini saklayamadıklarını ilk karede görebilirsiniz. Daha acısı, saklamaya çalışmıyorlar belki de.
İnsan sırlarını kendinden yüksek olanlardan çok, kendinden aşağı olanlara açar. - Balzac

güzel -ihanetsiz- günler dileğiyle.

0 Yorum:

Paketin içini göremeyince fazla ilgi çekmedi sanırım, ama değerini bilecek birine gidiyor olması beni daha mutlu eder. Şartları yerine ge...

Impressive Errors Çekiliş Sonuçları

Mart 23, 2016 Teknofil 1 Comments


Paketin içini göremeyince fazla ilgi çekmedi sanırım, ama değerini bilecek birine gidiyor olması beni daha mutlu eder. Şartları yerine getirip bu el yapımı defteri kazanan şanslı izleyicim...


Gizem Yılmaz  olmuştur. Kendisini tebrik ediyorum, bana en geç bir hafta içinden her hangi bir kanalla adres bilgilerinizi gönderirseniz kısa sürede elinizde olur.

Katılan ve görüpte katılmaya değer bulmayan herkese teşekkür ediyorum.

 Bir sonraki yazılarda görüşmek dileğiyle...

1 Yorum:

Geçen hafta incelemesini yaptığım el yapımı özel tasarımlı defterlerden birini sizlere çekilişle hediye etmek istiyorum. Her tasarımdan b...

Impressive Errors Giveaway

Mart 14, 2016 Teknofil 12 Comments


Geçen hafta incelemesini yaptığım el yapımı özel tasarımlı defterlerden birini sizlere çekilişle hediye etmek istiyorum. Her tasarımdan bir adet üretilebildiği için size özel olacak bu defteri çekiliş sonuna kadar göstermeyeceğim. Ama kapak tasarım hariç diğer her şey kaliteli el işçiliğiyle bir araya getirilmiş bu defterde de. Diğer tasarımları incelemek için Doğa Hanım'ın Atölyesi'ne de göz atabilirsiniz.
Bu markayı daha önce duymayanlar ise yaptığım incelemeyi buradan okuyabilir.

Katılmak için yapmanız gereken şeyler çok basit.


  1. Sayfanın sağ üst köşesinden "Bu Siteye Katılın" butonuna basarak izleyicim olun.
  2. Bu yazının altına izleyici olduğunuz google hesabıyla yorum bırakın.
Çekiliş sonunda bu iki şartı yerine getirenler arasından random.org ile yapılan listelemede 1. olan kazanacak.

Son gün 21 Mart 2016!
*Disclaimer: Bu çekiliş 14 Mart 2016 Saat: 08.00'da başlamış olup 21 Mart 2016 Saat: 23.59'da sona erecektir. Kazanan kişi bir hafta içinde adres bilgilerini göndermez ise hakkını kaybeder. Kazanan kişi 1 Adet 'Impressive Errors marka el yapımı defter' kazanacaktır. Yazar çekiliş ürünlerini ve koşullarını değiştirme hakkını saklı tutar.

12 Yorum:

Artık ikinci bir günlük daha tutmaya başlayacağım. Taa ki olayın içinde mahsur kalıp yazamayana dek.. Durum böyle giderse kabarık bir defte...

Infilāk Sesleri Eşliğinde..

Mart 13, 2016 Teknofil 2 Comments

Artık ikinci bir günlük daha tutmaya başlayacağım. Taa ki olayın içinde mahsur kalıp yazamayana dek..
Durum böyle giderse kabarık bir defter olacağı  kesin. Ama -hani derler ya- temmenimiz olmaması yönünde.
Hazır şu anda Facebook'a girilemiyorken bu sayfadan başka bana söz hakkı verecek bir mekan daha göremiyorum.

Çok fazla geriye gitmeye gerek yok aslında.

  • Beş ay kadar öncesinde Ankara Garı Patlamasında ben bir süpermarkette kasiyerlik yapıyordum. 
  • Şubat 2016'da Kızılay'da Patlama olurken Mithatpaşa Caddesinde bir berberde traş oluyordum. Hatta caddede kamyonların otobüslerin falan çarpıştığını sandık sesi duyunca. 
  • Bugün'de (Mart 2016 Patlaması) anne ve babamla Alacaatlı tarafında piknikdeydik. Dönüş yolunda, kız kardeşim arayıp derste camların kırıldığını, tüm binalardan turuncu bir ışığın yansıdığını söyledi. Hala onu bekliyoruz şu an. 


Şimdilik bu kadar, umarım daha üstüne ekleyeceğim bir şey olmaz.

2 Yorum:

Bu gün tam da bir inceleme sayılmayacak bir yazı yazmak istedim. Çünkü bu defter markası ve defterleri (Taştan üretildiği söylenen Auqa ...

Gıpta Epik, Türk Şairleri Temalı Defter

Mart 11, 2016 Teknofil 0 Comments



Bu gün tam da bir inceleme sayılmayacak bir yazı yazmak istedim. Çünkü bu defter markası ve defterleri (Taştan üretildiği söylenen Auqa modeli hariç) bizim tarzımıza uymuyor. Baştan söyleyeyim, kağıt kalitesi berbattan da öte. Ama cezbedici bir özelliği kapağının Tevfik Fikret temalı olması.

  • Tabii ki sadece Tevfik Fikret değil, Mehmet Akif Ersoy, Mevlana vb. birçok Türk şairini özet geçen (özetten birşey anlamam diyorsanız buyrun Vikipedi sayfası) bir tasarım oluşturmuşlar.


Defterin iç sayfalarında gördüğünüz gibi bir takım bölümler var bunlardan birisi ise küçük kutucuklarda yapılacaklar listenizi not almanızı sağlayan günlük ajanda. Ama yinede 17.5 TL lik fiyatını mahzur göstermiyor.


Yazı denemesini önceki inceleme için mürekkeplediğim kalemlerle yaptım. Sadece biriyle bile yazsam yeterdi aslında. Bir sonraki fotoğrafta göreceğiniz üzere. "Lanet olsun dostum benim üzerimde dolma kalem kullanabileceğini kim söyledi" şeklinde atarlı bir kanama kırçıllanma diğer sayfaya kadar geçme gibi tüm olumsuzlukları gösteriyor. 

,
Şimdi buraya Murat Engin Ekin'den bir alıntı yapardım ama. "Edepli Edipler"in kafamı bozmasından korkuyorum. 
  • Gördüğünüz gibi bu deftere verilen parayla çok şey alınırdı ama en basitinden örnek verecek olursam 3 tane Rhodia Dotpad alınır mesela. Neyse artık mekanik kalemle ders notlarını buna alacağım ama renkli kalem kullanamayacağım ortada.
2016-YGS'ye girecek olanlara başarılar :)

0 Yorum:

Bu defter tam bir dolma kalem defteri. Paketini açmadan bile bunu size söyleyebilirim. Çünkü bu defterlerden satın alırken içine koyulmas...

Impressive Errors El Yapımı Defter Incelemesi

Mart 06, 2016 Teknofil 7 Comments


Bu defter tam bir dolma kalem defteri. Paketini açmadan bile bunu size söyleyebilirim. Çünkü bu defterlerden satın alırken içine koyulmasını istediğiniz kağıdın gramajını seçebiliyorsunuz. -tabii kişiye özel yapımlar için.- Impressive Errors'ın  diğer ürünleri de farklı kağıt gramajlarına sahip ve hiç bir tasarımın bir ikincisi üretilmiyor. Aldığınız defter ile okulda birileriyle pişti olmanız imkansız mesela.

Pakette kapak tasarımının Ege Taşçıoğlu'ya ait olduğunu belirten bir künyede bulunuyor. Sadece paketine bakarak ne kadar emek harcandığını görebilirsiniz. Açalım bakalım bizi neler bekliyor paketin içinde.


Defterin kapalı hali bu. dikişlerin olduğu yeri fotoğraflamayı unutmuşum ama. dikildikten sonra iplikler mumlanmış ve diğer dikişlere yapıştırılmış. gerçekten kaliteli bir işçilik var. Öyle boş vakitlerimde defter yapayım denince olacağını sanmıyorum.


Bu fotoğrafta anlıyoruz ki bu, aslında ikiye bölünmüş bir sanat eseri. Altında ise tasarımcının adı ve tarihi yazılmış. İçi de bir o kadar muazzam bu defterin. Hemen yazı denemesine geçelim.


5 Farklı ıslaklıkta ve uçta kalemle dedim. Bunlar sırasıyla Sheaffer 440 Imperial, Lamy Safari, Pilot Kaküno, Scrikss 71 ve Altın yaldızlı mürekkeple kesik uçlu Pilot 78G. Hepsinin incelemesi blogta mevcut isimlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

  • 120 gr. kağıdı olunca şaşırılacak pek bir şey olmasada yinede Rhodialara, Fabrianolara, Tomoe Riverlara taş çıkaracak güzellikte kağıdı var.
  • Kuruma süresi oldukça iyi. Sayfanın ortasında yaptığım testte 3 saniye bekleyip elimi sürdüğüm yerlere bakabilirsiniz. ;(daha basit ve havalı olmaktan uzak bir tanım yapabilir miydim bilmiyorum :)) 


Velhasıl, Sayfayı çevirince de hiç bir sıkıntı olmadığını görüyorsunuz. Kırçıllanma, kanama, gölgelenme, arkadan gözükme vs. (bu terimlerin çoğu benzer anlama sahip zaten.) Hiçbiri bu defteri etkilemedi. Sadece sert kapak olmadığı için sert yazınca -ya da yumuşak zeminde yazınca - iz olabiliyor sonraki sayfa.

  • Zaten bu defterin tek bir kullanım amacı olacak değil her ne kadar bilgim dışında olsa da bu deftere kapağı kadar güzel eserler çizilebilir. Her sayfasına.
Defterleri bana gönderdiği için Doğa Hanım'a çok teşekkür ediyorum.
Satın almak veya üreticiye ulaşmak için Gittigidiyor'daki Atölyelerine bu linkten bakabilirsiniz.

Bu incelemeyi beğendiyseniz haftaya size bir sürprizim olacak.
Keyifli Günler! :) 

7 Yorum: