Tren Seyahatleri #9 Karekod Avcıları
Önümde oturan kız valizini yukarı koymuyorsa kesin Kırıkkalelidir. Arkamdaki kız koltukla cebelleşip sabitlemeye çalışıyorsa kesin ilk defa binmiştir. Orta Doğu diliyle konuşan teyzeler yanında un çuvalı taşımıyorsa kısa süreliğine gelmiştir. Bu çıkarımların hepsi tecrübeyle sabit ve hepsinin günlüğümde bir yeri var. Hem de en gereksiz ayrıntılarına kadar. Bu ayrıntılardan birine birden çok kez rastlarsam bundan bir çıkarım yaparım. Bu yazılar bu şekilde oluşuyor.
Perona arabayla girdiklerinde sinir oluyorum. Sadece trenlerin olduğu bir yer düşünün ve arkanızdan biri korna çalıp üstünüze sürüyor. Bazı şeyler her yere girmemeli. |
Aslında raylardaki kuşları çekecektim. Ama elinde helyum dolu balon olan sinir bozucu bir çocuk hepsini korkutup kaçırdı. |
Atatürk Vagonunun 2. Perondan görünüşü |
Hal böyle olunca şişman beyaz gömleğe gidip servisiniz var mı? diye sordum. Hani belki kapatmışlardır diye. "Nereye servis istiyorsun ki sen? Geç otur ne istiyorsan söyle." dedi. Sonra kendi kadar şişman üç kadına "Buraya gelenlerin %90ı kız geldiğini görü gelenlerdir...benim kendi elemanımı dövdüğümde oldu...Malatya'ya gidene kadar koca Sivas var..." gibi şeyler duydum.
Ne demek yanı gelmeyeyim mi bir daha? Diye düşünürken TCDD'nin Ray Restorant'a yıllık beş milyon lira verdiğini öğrendim. Hiç müşteri olmasada maaşımızı alıyoruz biz diyorlar. Oturduğumda Yozgat/Şefaatli'deydim. Kalkmam Yozgat/Yerköy'ü buldu. Fiyatlar geçen seneye göre hep artmış. Değişmeyen tek şey Coca Cola'nın verdiği rozetli menülüklerdi.
Herkese Bol Karekodlu Günler :)
0 Yorum: