AntiSilence 2 Temmuz'da ölmek adlı parçalarıyla bu olayı dünyaya açmış, üyelerinin Malt grubu üzerinden devam ettiği Hardcore rock gru...

HAFTALIK #6 Bu Sivas Benim mi?

Temmuz 03, 2014 Teknofil 3 Comments

AntiSilence 2 Temmuz'da ölmek adlı parçalarıyla bu olayı dünyaya açmış, üyelerinin Malt grubu üzerinden devam ettiği Hardcore rock grubudur. Olay üzerine bu ve bunun gibi bir çok türkü ve şarkı yazılmıştır.
Instagram

Biliyorsunuz ben Sivas'ta okuyorum. Bu yüzden orada olmuş olan olaylara yakından ilgiliyim. En önemli olaylardan biri de şüphesiz Madımak Katliamıdır. 2 Temmuz 1993'de o dönemin valisi, Pir Sultan Abdal Şenliklerinin Sivas'ta yapılmasını istemiş ve yüz kadar kişiyi şehre onur konuğu olarak davet etmiştir. Şehre geldiklerinde önce valilikte bir grup tarafından taşlanmış sonrasında ise Meydana ve Valiliğe yakın olan Madımak Otel'ine sığınmışlardır. Göstericiler oteli taşlayıp alt kattaki eşyaları ateşe vermeleri sonucu otelin perdelerinin tutuşmasıyla bina tamamen yanmış ve çoğu genç olan otuz yedi kişi hayatını kaybetmiştir.

Bana göre bu yapılanların din ile,mezhep ile hiç bir alakası yoktur. Bırakın 37 kişiyi bir kişi bile mezhebi yada ideolojisi nedeniyle diri diri yakılmayı hak etmez. 
Sivas'ta bizzat aldığım duyumlara göre hiç kimse bu olaydan bahsetmek istemiyor. Çünkü o sırada yoldan geçen, olayla alakası olmayan herkes göz altına alınmış ve çoğu ceza evine gönderilmiş.

Oraya ilk gittiğimde olayı yaşatacak bir bina göremedim maalesef, bu duruma çok üzüldüm. 2010 yılında şu an yönetimde olan belediye oteli 5 milyon lira ödeyerek kamulaştırmış ve içeride ne olduğu anlaşılmayan siyah camlı, turistik bir ambiansı olmayan (sözde) kültür merkezine çevirmiş. Kapıda çalışma saatleri yazıyor olsa da bir kere bile kapısı açık göremediğim bir bina. Sonuçta kararın bir verilip bir bozulmasını fırsat bilen zanlılar kayıplara karışmış ve Sivas davası düşmüştür. 


Bu vahim olayda ölenleri 21. yılında andıktan sonra size bu hafta okuduğum iki kitaptan bahsetmek istiyorum. Bunlar Edouard Leve'in İntihar ve Gabriel Garcia Marquez'in Benim Hüzünlü Orospularım adlı kitaplar.


Gabriel Garcia Marquez geçtiğimiz Nisan ayında vefat eden 1982 Nobel ödüllü Kolombiyalı yazar. Benim hüzünlü orospularım kitabında ise hayatı boyunca girdiği ilişkilerin hepsinde para ödemiş doksan yaşında bir gazeteci-yazarın, doksanıncı doğum gününde kendine bakire bir genç kız hediye etmek istemesi ile başlayan hüzünlü bir hikayeyi anlatıyor.


Ben bu kitabı metroda  ve otobüste okuyarak toplumun tepkisini değerlendirmek amacıyla aldım. Çoğu insan normal karşılasa da bana dik dik bakan "o kitap ne öyle?" diye sorgulayan gözlerle karşılaşmadım değil. En ilginci şöyle bir olay oldu: Bu kitabı okurken sol tarafımda bir çift birbirine sarılıyordu. tam bu kitaba gözü değdiği anda "bok gibi kokuyorsun" dedi sevgilisine. Adama nasıl şaşırdım nasıl güldüm anlatamam :) Sonrasında yarım saat - kırk beş dakikalık bir tartışma ile ayrıldılar. Adam Asyalı ve çok düzgün Türkçe konuşan biriydi. Onun adına üzüldüm. Ama kendimi de suçlayacak değilim elbette :)

İçi boş bir kitap değil, kesinlikle. Okumanızı tavsiye ederim. Benim gibi insanların nasıl davranacağını merak etmiyorsanız, 90 yaşında birinin 15 yaşında bir kıza aşık olunca neler olduğunu merak edebilirsiniz. :)


Edouard Leve'i aslında pek tanıdığım söylenemez. Konusu ilgi çekici geldiği için satın aldığım kitabı İntihar'ı yayımlandıktan yaklaşık iki hafta sonra intihar eden fransız yazar. Bu adam bir arkadaşının intiharını anlattığını söylüyor. ama kendi intiharını nasıl gerçekleştirdiğini anlatıyor. Kitabı yayımcıya verdikten on gün sonra intihar ediyor. Kitabın başında hitap şekline alışamayıp "acaba intihar eden ben miyim?" düşündüm. Çünkü 'şöyle böyle yapıyorsun' dedikçe benim yaptıklarıma yakın şeyler yapıyordu bu hayali intiharcı dost.



Kitapta zaten yazmış " Yazılı olan şeylere inanın, çünkü gerçeğin ortaya çıkması gecikmiş olur. Kaldı ki yalancılar yazdıklarından çok konuşurlar " Kitap seksen sayfa, kitabın son on sayfası yine 'sen yaptın!' diyerek ama yazarın kendi yazdığı üçlüklerden oluşuyor. Kitabı bitirince kişisel gelişim kitapları gibi içi boş bir şey almışım hissine kapıldım. Ama bu kitabı koridor ışıklarında bitirmeye çalıştığımı göz önüne alırsak oldukça sürükleyici olduğunu söyleyebilirim. :)

Siz bu kitapları okudunuz mu? Bu kitaplar hakkında ne düşünüyorsunuz? gibi içsel sorularıma aşağıdaki yorum kutusundan cevap verebilirsiniz.
Herkese Bol Haftalıklı Günler Dilerim :)

3 yorum:

  1. İki kitabın konusu da ilgimi çekti yakın zamanda alıp okumayı planlıyorum. Bazı insanlar alışılmışın dışında şeyler gördüklerinde içindekilere bakmayı reddederek, kişisel (ve hatta toplumdan kaynaklandığını düşündüğüm) normlarına ters düşen bu şeyleri yargılamayı severler. Halbuki en sıra dışı tatlar keşfetme merakıyla alınır! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen!
      Merak, farklı hazlar yaşamamız için önemli bir etken. Bir aktivatör ya da itici güç olarak düşünebiliriz merakımızı.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil