Evet ilk incelememizi herkesin tanıdığı kolay ulaşılabilen bir mürekkep ile yapıyoruz kendisi belkide dolma kalem kullanmaya yeni başlay...

Parker Quink Siyah Dolma Kalem Mürrekkebi Incelemesi / Parker Quink Fountain Pen Ink Review

Ocak 19, 2014 Teknofil 4 Comments


 Evet ilk incelememizi herkesin tanıdığı kolay ulaşılabilen bir mürekkep ile yapıyoruz kendisi belkide dolma kalem kullanmaya yeni başlayan herkesin eline geçmiştir çünkü piyasada en ucuz ve en çok satılan mürekkep Parker Quink'ten bahsediyorum

 Adını küçük sevimli bir kaz türü olan Quink'ten alan bu mürekkebin hikayesi 1. Dünya Savaşının öncesine kadar uzanıyor 1910 da Parker kendisi firmasına mürekkep tedarik etmek için bir şirket birleşmesi yapmış ve bu şirkette üretilen mürekkepleri 1928 yılına kadar kullanmış ama dönüp baktıklarında bu mürekkebin kalemleri tıkadığını ve arızalanmasına sebep olduğunu görmüşler ve 3 yıl süren uzun araştırmalar sonucu 1931 de firma kendi bulduğu formül ile üretilen mürekkepleri önce Superchrome ismiyle daha sonra ise günümüze kadar ulaşan Quink adıyla piyasaya sürmüştür ve 1975 den beri şişesi hep aynı formunu korumuştur.


 Parker Quink orta kararlılıkta bir mürekkeptir Orta kaydırıcılıkta, orta kalınlıkta, orta yüzey geriliminde, orta akıcılıktadır. Genellikle eski dolma kalemler, geniş mürekkep kanallı yastık tipi damağı olan dolma kalemlerle kullanıldığında dolma kaleme ıslak ve tam siyah yazım sergiletir.
 İnce kanallı ve Spiral damaklı dolma kalemlerde daha iyi sonuç verdiğini söyleyebiliriz diğer kalemlerle de kullanılabilir tabii ki sadece Japon F ve Japon EF dediğimiz kalemlerde daha kuru, soluk ve grimsi yazar.(Japonlarınki bizden hep bir küçük oluyor mesela Japon malı M uçlu kalem alsanız bu bizdeki F uçlu kalem gibi yazar böyle düşünün)
 Kağıdın pH değerinden çok çabuk etkilenerek renginin dönüşmesiyle birlikte yazan kimseye kağıtla ilgili anında fikir verir. Formülü yüzey tutunmalı esasa göre tasarlandığı için buharlaşan tip bir mürekkeptir. Kağıda bağlı olarak orta sürede kurur. 

 İçinde parlatıcı ve sabitleyicilerden dolayı dolma kalem ucunda havayla temas halinde uzun süre kullanılmadan kalırsa kuruma yaptığı görülmüştür. Suyla arasının çok kötü olduğunu söyleyebiliriz yani uzun ömürlü olmasını istediğiniz belgelerde kullanımını tavsiye etmem




 Siyah, Mavi Siyah, Mavi, Royal Mavi, Turkuaz, Yeşil, Kahve ve Mor renkleri üretilmiştir ve bazı renkler ise üretimden kalkmıştır. Şuan biz siyahını inceliyoruz çünkü siyahında karakteristik özellikleri daha belirgin olur. Ticari şekli 57ml olsa da 60 ml şişeye doldurulmaktadır yani mürekkep yanında 3 ml bir boşluk satılmaktadır 

 Piyasada 6,5 TL ile 9,5 TL arasındadır ben ofix.com'dan kargosu hariç 9 TL ye aldım. Fiyatı normal ama başka yerlerden daha ucuza bulunabilir.

4 Yorum:

 Sivas'da iken Sipariş ettiğim ama Ankara'da teslim aldığım Parker Quink Siyah Mürekkebim geldi ve Kutuyu açarken ki heyecanı siz...

Parker Quink Mürrekkep Geldi!

Ocak 17, 2014 Teknofil 0 Comments

 Sivas'da iken Sipariş ettiğim ama Ankara'da teslim aldığım Parker Quink Siyah Mürekkebim geldi ve Kutuyu açarken ki heyecanı sizinle paylaşmayı çok istedim 
Aslında Mavi-Siyahını alacaktım ama Ofix.com'da bulamadım  bende Siyah aldım ve İlk incelememizi Piyasanın en ucuz ve en kolay ulaşılabilen dolma kalem mürekkeplerinden biriyle yapacağız!
Tam Ulusdaki Tren Garından çıktım kocaman valizimle birlikte Otobüse binmişken beni arayan kargo görevlisi adres eksik dedi sonra müziğin sesini çok açtığım için kapıya not bırakıp gitti sonra arayıp adamı yoldan çevirdim falan bir sürü olay oldu işte o anlardan bir video;

0 Yorum:

Yarı yılın son final sınavları da bitince Sivas tren garı önündeki durakta inip akşam saat 10'da gelecek olan ama hiçbir zaman v...

Doğu Ekspresindeki Çılgın Japonlar

Ocak 16, 2014 Teknofil 7 Comments



Yarı yılın son final sınavları da bitince Sivas tren garı önündeki durakta inip akşam saat 10'da gelecek olan ama hiçbir zaman vaktinde gelmeyen Doğu Ekspresindeki pulman koltuklu vagona bir bilet aldım. Neden trenle gittiğimi soracaksınız, çünkü şu an çoğunuz bu zevki tatmamış  bir koltuk mahkumu olarak "11 saat yol çekilir mi be! Sıkılırsın, otobüsle 5 saatte git daha iyi değil mi?" dediniz. Ama trenin sağladığı rahatlık,keyif ve ekonomik olması sizi bu fikirlerinizden caydıracak nitelikte olup bir daha bırakamayacağınız bir alışkanlık kazandıracaktır.



Her zamanki gibi kırmızı lokomotif geliş saatinden 50 dakika sonra kendini gösterdi. Bende yerime oturdum ve ay yıldızlı camdan trenin istasyonu terk etmesini seyrettim yanımda kendimi oyalayacak bir şey getirmedim ve uyumayı da düşünmüyorum. Sadece günlüğüm ve ben varız, ve birde yol boyu yiyebileceğiniz kadar yemek. Çünkü trende bir şey ikram edilmiyor ve uzun bir yolculuk olduğu için yanınızda kişi başı iki porsiyon yemek getirmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.



Çok geçmeden sol arka çaprazımdaki iki uzak doğulu gencin uyumaya çalıştığını gördüm. Koltuk cebine sıkıştırılmış sarı renkli kitap üzerindeki harflerden Japon olduklarını fark ettim. Japonların anime ve manga kültüründen dolayı Japoncaya bayağı bir ilgim var denebilir.


 Sırt çantaları ve üzerilerindeki kıyafetlere bakacak olursak bu bu genç çiftin seyahat amaçlı buraya geldikleri belli oluyordu, yani Kayseri'deki amcalarını ziyarete geldiklerini sanmıyorum
 Bunlar kesin İnterRail ile Kars'a kadar gelip trene bindiler İstanbul'da inip biraz gezecekler sonra başka bir ülkeye gidecekler diye düşündüm.



Onlar uyanıp birbirlerine sırnaşırken bende kaldığım otel odasında
yediğim kahvaltılık ne varsa doldurduğum ekmeği yerken bir yandan da camdaki yansımadan bana bakıyorlar mı diye kontrol ediyordum. Türklerin yemek kültürünün Peynir-Ekmekten ibaret olduğun sanmalarını istemiyordum çünkü


Sivas'dan ayrılalı henüz 4 saat olmuşken sensörlü kapının önünde durup açılmasını bekleyen kondüktör hızlı adımlarla yürüyerek "Evet gayseri, gayseri'ye geldik gayseri,gayseri yolcusu kalmasın gayseri" dedi ve diğer vagona geçti. Japonlar yerlerinden kalkıp kocaman çantalarını sırtlandılar onlar inene kadar şaşkınlığımı üzerimden atamadım. İşte çılgın japonlar dememin sebebi buydu işte buraya bu ekipmanla gelmelerinin tek sebebi Erciyes Dağı'dır herhalde dedim.


İşte bu manzarayı uçakta,hızlı trende hatta otobüste bile yakalayamazsınız çünkü sizin o 6 saat boyunca yerinizden kıpırdamamanız gereken koltuklarınızdan anca otoban gözükür her istediğinizde yüzünü yıkamaya tuvalete gidemezsiniz acıkınca sizinle birlikte gelen kocaman bir restoranda yemek yiyemezsiniz çünkü siz koltuk mahkumusunuz eğer fikrinizi değiştirmez iseniz
Böylece yeni blogumuza güzel bir başlangıç yaptık işte sayfamızın ismi bu yolculuklarda aklıma geldi umarım keyifle okuyacağınız yazılar yazabilirim.. 

7 Yorum: