Oy kullanma bahanesiyle Ankara'da 1 hafta tatil yapmak için EYBİS (Elektronik Yolcu Bilet Sistemi)'den biletimi aldım. Yurtta da...

Bir Uyumadılar ki Boğazlayayım...

Mart 26, 2014 Teknofil 5 Comments


Oy kullanma bahanesiyle Ankara'da 1 hafta tatil yapmak için EYBİS (Elektronik Yolcu Bilet Sistemi)'den biletimi aldım. Yurtta daha fazla duramayıp, boş ama Ankara'da dolduracağım valizimi sürükleyerek istasyon otobüsünün kalktığı yere gittim. Sivaslı otobüs şoförlerinden korkar olmuştum. Tren garının karşısında inip gara yürüdüm. Gişeden biletimi yazdırdım ama kalkışa daha 2 saat vardı.Bekleme salonunda Allah'a emanet edip çıktım. Devlet yurduna taşındığım için uzun süredir uğramadığım İstasyon Caddesinde biraz turladım. Acaba Sivas'ı kötülemekle haksızlık mı yapıyorum? diye düşündüm, ama Sivassan Sivassındır. ve Sivas iyi bir yer değildir.


Kalkışa yarım saat kala gara dönüp kitap okumaya çalıştım ama sokak televizyonlarının TCDD'ye uyarlanmış monitörleri, kült filmler ve önemli sözler vs. gibi konularla dikkatimi çaldı. Daha önce çok kez binmiş olmanın verdiği tecrübeyle tam bineceğim vagonun kapısı hizasında beklemeye başladım.

Bindiğimde vagon çok dolu değildi ama kalktığımızda ayakta gidenler bile vardı.(Bileti olmayanlara bilet fiyatının iki katı kadar bir makbuz kesiliyor ceza mahiyetinde, ama onlar bunu göze alıp bindikleri için sorun olmuyor.)
Tren hareket ettikten sonra pembe giyimli küçük bir kız kocaman gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Ben de onu gülümseyerek savuşturdum.

Önümde oturan saçına aklar düşmüş adam sürekli rahatsız oluyormuş gibi arkasına dönüp duruyordu. İlk defa trene bindiyse otobüslerde alıştığı arkadan-dayanan-diz-hissi'ni arıyordur diye düşünsem de arkamdaki tekli koltuklarda kucak kucağa oturmuş birbirine makyaj yapan kızlara bakıyordu. Fark ettim, neye bakıyon amca sen yaa? :)

Benim kaldığım odanın bir benzeri -temiz ve boş hali-

Tesettürlü kızların valizlerini yukarıdaki rafa yerleştirmelerine yardım ettim. Buraya kadar herşey iyiydi.Fakat ta ki sol arkamda bir grup şişman kızın gereksiz kahkahaları,cırlamaları yüzünden başım ağrıyana kadar. Sussunlar diye bir bakış atıyorum onlar aralarında kıkırdaşıp bana bakıyorlar. Yanımdaki amcaya diyorum ki "bi' uyarın belki sizi dinlerler" ama az önce rahatsız olduğunu açıkça belli eden adam şimdi koltuktaan kalkmak istemiyor. Son çare uyuduklarında boğazlayayımda bir daha kimsseye rahatsızlık vermesinler... Bunu bile düşündüm yani :)

3D Modelleme ile Lokomotif Çizimi

Tam avuç içiyle patlatmalık kırmızı yuvarlak kapı açma butonlarını benden daha çok seven birini buldum. Çocuk "Yaa baba ben basıcam o kırmızı şeye ben basıcam işte!" diye bağırıp kapının arasına sıkışan, bu durumdan hiç rahatsız olmayan çocuk takdiri hak ediyor.
Bence küçükken bindiğimiz şeyleri büyüdüğümüzde sevmiyoruz. Ben küçükken uçağa bindirilmişim ama şu an uçaklardan nefret ediyorum mesela.Yani nasıl 'Tren Bilinci' aşılayacağız bu çocuklara bilemiyorum ki. Dolma kaleme başlatmak istesen kalem hediye edersin, ne yapıyım ben şimdi devletin trenini hediye mi vereyim? Havadaki uçağı satmak gibi bir şey olur bu :)

Siz ne düşünüyorsunuz bu hususta?
Yorum yazabilirsiniz,yorumlardan para almıyoruz.
Herkese Bol Boğma Telli Günler Dilerim :)

5 Yorum:

Selamlar bugün size lise yıllarımın sadık dostu, çok eğlenceli bir kalemden bahsedeceğim. Edding 150 S ile tanışmam okulun rehberlik servi...

Edding 150 S Silinebilir Asetat Kalemi İncelemesi

Mart 19, 2014 Teknofil 2 Comments

Selamlar bugün size lise yıllarımın sadık dostu, çok eğlenceli bir kalemden bahsedeceğim. Edding 150 S ile tanışmam okulun rehberlik servisi sayesinde oldu diyebiliriz. bilirsiniz sürekli programlı çalışmanız gerektiğini söylerler ben de bu hazırlık kulvarında son tura girerken bu kalemden çok yardım aldım çünkü bu kalem camın üzerine yazıldığında silinebiliyor! Ne ilginçtir ki silineceğine inanmayıp, kendinden bezmiş olan Galeri Ekin çalışanına deneyip göstermesini söyledim o da beni kırmadı sağ olsun. Cam tezgahın üstüne bir çizik atıp, ıslattığı parmağıyla mürekkebi sildi.

Hep parkelere yazı yazmak isterim zaten :)
Maalesef tek çeşidi vardı ki mavi ve SuperFine olanıydı o da. SuperFine, dolma kalemlerdeki ExtraFine a eş değer bir kalınlık-0,3mm-. OHP asetat kalemlerine verilen isim, 'O Halde Parkeye' de yazar demek. Edding markası genellikle boardmarker kalemler ve Yapı Malzemeleriyle beraber kullanılabilen kalemler ile nam salmış bir alman markası.

Cama yazacaktım ama karanlık olduğu için
ablamın düğün albümüyle yetindim :)
Non-Permanent yani kalıcı olmayan mürekkep, Selena'nın Write Your Name'de bahsettiği türden değil. "A permanent mark, let them grave. It`s what we are, more than words, this love is art." 
Normalde permanent markerla yazılan yazıları da alkollü bez ile silmek mümkün,fakat bu kalemin su bazlı olması silme işlerinde kolaylık sağlıyor



Edding kendi sitesinde bununla kartona dahi yazabilirsiniz demiş, ne güzel demiş. Burada Rasim Özdenören'in Açık Mektuplar derlemesi var. Adam 25 yaşındayken Yeni İstiklal'de ki köşesinde genç yazarların yazılarını değerlendirip okuyucularla paylaşıyormuş. Bir şeyler yazma düşüncesinde olanlar için kesinlikle okunması gereken kitaplardan biri.

Parmağıma bulaşan
mürekkepler
Dolma kalem mürekkebinden daha
kolay çıkıyor elden :)
Ben bu kalem ile asetada yazmayı düşünmesem de sonuçta bu bir asetat kalemi, üstelik bir asetat kalemine göre renk yelpazesi oldukça geniş sayılır. Siyah, mavi, kırmızı ana renklerinin yanına (aslında siyah ana renk değildir, doğal bir renk de değildir ama konumuz bu değil :)) turuncu, kahverengi ve yeşil renk seçenekleri mevcut.

 (Anlatım bozukluğu varsa kusura bakmayın. Yanınızda, uykusunda başbakanla sohbet eden bir arkadaşınız varsa post yazmak daha da zorlaşıyor)


Hepinize Hatalarınızı Silebileceğiniz Günler Dilerim :)

2 Yorum:

Merhabalar Borç yiğidin kamçısıdır demeyip, haftalığımı vermeye geldim sizlere. Bu hafta birçok kayıp yaşadık, ülkenin neresinde olursak ...

Haftalık #1 Metallic Lamy Safari

Mart 18, 2014 Teknofil 0 Comments

Merhabalar
Borç yiğidin kamçısıdır demeyip, haftalığımı vermeye geldim sizlere. Bu hafta birçok kayıp yaşadık, ülkenin neresinde olursak olalım tepkimizi gösterdik. Ben ani bir kararla Kayseri ve Trabzon'da ziyaretlerde bulundum. Orada da boş durmadım dedim kesin burada dolma kalem satan kalender,ak sakallı,şeker yüzlü amcalar vardır deyip meydandan girdim uzun sokağa.



Hemen sağda vitrini dolma kalemlerle dolu bir kırtasiye gördüm, ekmek çıkmayacağını bilsem bile girip dedim ki "sizde dolma kalem var mı?" diye sorunca adam dalga geçer gibi gülümsedi, arkadaki dolabı gösterdi. Gerçekten de bir duvar dolusu kalem vardı ama benim demek istediğim o değildi. Yüzlük bir CD paketini parçalayıp silindir kutuya koymaya çalışan meymenetsiz adama geri dönüp "ben hediyelik bir şey aramıyorum mesela eski, piyasadan kalkmış dolma kalem var mı?" dedim örnek olarak Scrikss'in 85 yada 17sini söyledim. Yine dalga geçer gibi bıyık altından gülüp "burada bulman imkansız, çok zor bulursun" dedi.



Hevesimi kırmaya çalışan keltoş adamı es geçip yürümeye devam ettim. Bana göre dolma kalem satabilmesi için birisinin sevecen bir tipte olması lazım yani, neyse ki bir süre sonra aradığım amcaları buldum, güzelce derdimi anlattım adam tezgahların arkasına falan baktı, bir süre sonra bende aramasına yardım ettim. Sohbet ettik biraz, Scrikss tükenmez ve dolma kalemlerde hediyelikli kutularıyla birlikte Trabzon'u tekeline almış gibi görünüyor. Uzun uğraşlar sonucu bir tane bordo renk Scrikss 17 bulduk. Adam üzerine fiyat etiketi yapıştırmıştı ki en sinir olduğum şey lekesini anca çıkarabildim. Kalemin piston vidası çeyrek tur kadar boş dönüyordu, adamla bunun için pazarlık yaptım ama beni bu olaylı (kapı kollu falan) olan Trabzonspor-Fenerbahçe maçına geldiğimi düşünüp bir kuruş indirim yapmadı canı sağ olsun.



Bu hafta onun incelemesini yapmayı planlıyorum. Ama daha öncesinde Trabzon'da hazırladığım daha eğlenceli bir inceleme var bu yukarıdaki gri eleman eğlenceli vakitler geçirmemi sağlamıştır hep. Onun dışında odada bir arkadaşla kitapyurdu'ndan sipariş verdik o geldi bu hafta o kitapları okumayı düşünüyorum.
Metalikli Safariye gelecek olursak düşündüm ki Lamy neden isminin yazdığı yere metalik renkte bir malzeme yerleştirmiyor ve mekanik kalemlerimden biriyle düşündüğüm gibi yaptım. Sizce de güzel olmamış mı?

Böylece haftalık gününe karar vermiş olduk. Her salı günü gelin, hani nerede bizim haftalık deyin, hakkınızın peşine düşün biraz.
Herkese bol haftalıklı günler! :)

0 Yorum:

Dün Sivas'a döndüm. Ama bugün aldığım haber ile trende yaptığım yaptığım şeylerin bir önemi kalmadı. ben trenden indikten 5-10 dakika ...

Bindiğin Tren Katil Olabilir!

Mart 16, 2014 Teknofil 0 Comments

Dün Sivas'a döndüm. Ama bugün aldığım haber ile trende yaptığım yaptığım şeylerin bir önemi kalmadı. ben trenden indikten 5-10 dakika sonra üniversite girişine yakın bir yerde, hemzemin geçitte 2 üniversite öğrencisi hayatını kaybetmiş. Yukarıda ki fotoğraf bir sonra ki tren geçerken çekilmiş olmalı diye düşünüyorum. Çünkü; hiç bir tren bir araca çarptığında "aa arabaya çarptım koca treni durdurayım da adamlara yardım edeyim" demez. Bu yüzden her tren bir seri katildir.
Merhumların nereye gittikleri kesin bilgi olmamasına rağmen bazı kaynaklarda rektör yardımcısının evine çay içmeye gittikleri söyleniyor. Ölenlerin İlahiyat Fakültesinde Din kültürü ve ahlak bilgisi öğrencisi oldukları öğrenildi. Belki de ben bindim diye öldüler. Zira yıllar önce İstanbul'da bindiğim Ro-Ro feribotu da 1 hafta sonra içinde 10larca tır ve kamyonla birlikte batmıştı. Allah rahmet eylesin.

Herkese Metanetli Günler Dilerim.

0 Yorum:

Bu hafta sizin için bir kaç inceleme hazırlarken Berkin Elvan'ın ölüm haberini aldım. Tabii bu saatten sonra hiç bir şey olmamış gib...

Direniş Ajandası # BerkinElvan

Mart 11, 2014 Teknofil 0 Comments


Bu hafta sizin için bir kaç inceleme hazırlarken Berkin Elvan'ın ölüm haberini aldım. Tabii bu saatten sonra hiç bir şey olmamış gibi yazı yazmaya devam edemezdim. Bu, içinde Haziran direnişinden yazılar bulunan ajandayı da almam tam bu olay üstüne denk geldi. Olaylar sonuç verene kadar takip ediyor olacağım bu yüzden buraya bir süre bir şeyler yazamayacağım.

Trabzon Uzun Sokak Yürüyüşü

Trabzon'da olmama rağmen burada da duyarlı insanlar sokaktaydı. Demek istediğim, eğer gerçekten gerçekleri öğrenmek istiyorsanız hiç kimseye güvenmeyin, ne televizyona ne sosyal medyaya, bana bile güvenmeyin. Sokağa çıkın insanlara neler yapıldığına bakın, hangisi size doğru geliyorsa görüşünüzü öyle belirleyin.

Herkese Bol Antiasit Günler Dilerim

0 Yorum:

Daha önce hiç bir postun başlığını bu kadar uzun süre düşünmemiştim, düşündükçe aklıma anlaşılması daha zor şeyler gelip duruyordu. Bugü...

HAFTALIK - Yeni Yazı Dizisi

Mart 10, 2014 Teknofil 0 Comments


Daha önce hiç bir postun başlığını bu kadar uzun süre düşünmemiştim, düşündükçe aklıma anlaşılması daha zor şeyler gelip duruyordu. Bugün aradığım ismin çok yakınımda olduğunu fark ettim. Oda arkadaşımın önerisine göre her cuma yayınlanmak üzere "Bayramlarım" adını kullanabilirdim, çünkü her cuma bir müminin bayramı olmalı imiş falan. Etraftan da düzgün bir şey duyamadım.

Gün geçtikçe, bu bloga yazı yazmadıkça, siz izleyicilerime kendimi borçlu hissediyordum. Kişisel muhasebemi yaparken aklıma geldi. (evet, tüm makbuzları biriktirip gelir-gider hesabı yapma gibi bir hobim var ve oldukça eğlenceli bir şey) "Ben okuyucularıma haftalığımı vermiş miydim?" diye bir iç muhasebe yaptım, böylece bu bölümün ismi netlik kazandı.



Tabii isim bulunmadan önce yazılan olayların çoğu önemini kaybetti o yüzden bu yazıyı bir tanıtım olarak kabul etmenizi istiyorum ve güncel olan tek şey yukarıda gördüğünüz sevimli ajanda kaldı.

'Yeşil Kalplinin Defteri' ön satışlardan indirimle almış olduğum içinde Bağ-Bostan bilgileri olan, hangi ayda hangi sebze ve meyveleri ekmeniz, onlara nasıl davranmanız gerektiğini söyleyen bir ajanda, Yazılabilir alanı diğer ajandalara göre daha çok olsa da kağıt kalitesi çok düşük. Ürün açıklamasında size organik bir şey alıyormuşsunuz gibi hissettiren defter benim umduğum gibi değildi açıkçası. Scrikss 85'imin yeşiliyle de uyumlu olduğunu söyleyip izinizi istiyorum, çünkü yazılacak daha çok 'Tren Seyahati' ve inceleme yazısı var. İsme karar verdim ama haftanın hangi günü yazacağıma karar veremedim maalesef )

Herkese Bol Haftalıklı Günler :)


0 Yorum:

Selamlar yeniden, bu kadar geç yazdığım için hepinizden tek tek özür diliyorum. Kaldığım otelden Devlet Yurdu'na geçmek sandığımdan uzu...

Scrikss 85 Dolma Kalem & Diamine Meadow Mürekkep Incelemesi

Mart 02, 2014 Teknofil 0 Comments

Selamlar yeniden, bu kadar geç yazdığım için hepinizden tek tek özür diliyorum. Kaldığım otelden Devlet Yurdu'na geçmek sandığımdan uzun sürdü başımdan bir sürü şey geçti onu da bilayre anlatırım size.


Kalemimiz Scrikss 85 plastik kapaklı olan , metal kapaklı olanın adi 75 mantığa ters geldiğinin farkındayım ama abileri olan plastik kapaklı 17 ve metal kapaklı 71 taktim tehir edilerek numaralandırılmış 1 ile 7 nin yeri değiştirilmiş yani metal kapaklı olanın numarası yüksek olacak diye bir kaide yok o yüzden Scrikss 85'in ismini yadırgamamak lazım


'Mürekkep Seviye Kontrol Penceresi' abileri 17 ve 71 ile birebir ayni o yüzden bu kalemleri alırken adeta kör ticareti yapıyor gibi hissedebilirsiniz. (ben satın aldıktan sonra bu kalemin 85 olduğunu öğrendim mesela)



Scrikss 85 in 17 den farkı ucu. 17'de tamamen üstü örtülü olan uç 85'de biraz değişerek ucu yarı açık bir forma getirilmiş Bu değişikliğin sebebi ise Devlet Malzeme Ofisi DMO'nun devlet daireleri için kapalı
uçlu dolma kalem alımında bulunmaması imiş ( bkz. kaynak )



Üzerinde uç kalınlığı ile ilgili bir şey yazmıyor ama M uçlu olduğu söylenen bu kalemde kalemden
kaleme uç kalınlığı değişik olabiliyor bunun en iyi örneğini kendi kalemimden verebilirim



Kalem genel anlamda kuru yazıyor ama kullandığımız mürekkep de çok fark edebilir örneğin; kırtasiye de pazarlık yaparken bedavaya aldığım pelikan 4001 royal blue ile o kadar kuru yazdı ki uçta mı sorun var diye düşündüm sonra diamine ile mürekkepleyince normale bindi ama hala biraz kağıdı yırtar gibi bir his veriyor



Benim hayran olduğum en güzel özelliği piston sistemi. Normalden farklı bir piston sistemi var ben buna ters piston demek istiyorum çünkü "sağ sıkar solda gevşetir" ezberimiz bu kalemde işlemiyor sola çevirdiğimde içeri giren sağa çevirdiğimizde gevşeyen yukarı çıkanbir piston vidası var.



Piston tam kapalıyken estetik bir şekilde gizleniyor ve dolma kalemden haberi olmayan insanlar bunu çevirince "senin yüzünden üstüm battı" demiyor bunu yüz kişi üzerinde denedim %100 sorun çıkmadı yoklamayı imzalayınca kalemi yandakine verdim, o da onun yandakine verdi ve tüm anfiyi dolaşınca 90 erkekten birisine mürekkep bulaşsa bunun sesini duyardık herhalde :)



Şimdi eksi olarak Sayabileceğim şeyler kapağının geçmeli olmaması yani kapağı taktığınızda ses çıkartan bir şey yok çok iteklediniz kapağı yada gövdeyi çatlattınız, tam sıkmayınca da çantanıza veya cebinize dökülebiliyor.

Teknik kısıma geçersek ki ben kalemleri ölçüp biçmeyi sevmem ama bu kalem çok uzun olduğu için ölçme ve yazma gereği duydum resmi büyütüp inceleyeceğiniz gibi takriben; kapaksız 12,5 cm kapak kapalı 13,5 cm ve kapak arkaya takılı halde 16,3 cm gibi geliyor ( T Cetveli ile anca bu kadar oluyor, yeter de )
Kapak arkaya takılı çok uzun farkındayım amma velakin, klipsi olmadan masadan intihara eğilimli duruyor



Mürekkep olarak rengini çok beğeneceğimi düşündüğüm bir mürekkep kullandım Diamine Meadow. ismi GTA San Andreas oyunundaki terkedilmiş hava alanından alıyor, Uzaylı yeşili mürekkebimiz kalemin susuzluğunu giderdi gibi.Denemeyi 70gr lık Standart fotokopi kağıdına yaptım Viapera'nın bana hediye gelen şiir kitabından birşeyler karaladım :)

Umarım İşe Yarar Bir Şeyler Yapabilmişimdir, Herkese İyi Devlet Yurtları :)

0 Yorum: