Merhaba Kalem Treni Takipçileri Bu hafta sizlere vereceğim pek güzel haberlerim yok maalesef, geçen hafta gelen Linkin Park solisti Cheste...

Barkın Bayoğlu ve Chester Bennington

Temmuz 25, 2017 Teknofil 0 Comments

Merhaba Kalem Treni Takipçileri

Bu hafta sizlere vereceğim pek güzel haberlerim yok maalesef, geçen hafta gelen Linkin Park solisti Chester Bennington ölüm haberini daha atlatamamışken bu sabah aldığım haberle sarsıldım. Bu hafta Haftalık yazısı kahveler, filmler ya da dolma kalemler içermeyecekti ama Barkın Abinin gidişi hakikaten zamansız oldu. :(

Dün gece saat 02:00 civarı Boğaziçi Köprüsü'nde söylenene göre 200lük bir motorla seyahat eden Barkın Bayoğlu, aracını durdurup karşı şeride geçen Broker Buğra Erdem'e çarptı, çarpışma sonucu kontrolü kaybeden Altın Elbiseli Adam kurtarılamadı. Yapılan açıklamalar böyle ama benim için ve dolmakalem camiası için üçüncü şahış ağzıyla anlatılacak kadar basit birisi değildi. Çevremde ne kadar motorsiklet ehliyeti olan kişi varsa hepsi Altın Elbiseli Adamın motorsikleti sevdirmesinin sonucudur. Şahsen tanış olmasam da ortak dostlarımız vardı ve şu an bunları yazarken gözlerim doluyor,  kendisine Allah'tan rahmet sevenlerine baş sağlığı diliyorum.
Geçen sene de yaptığı kaza sonrası bir programda "Ölürsem işimi yaparken öleceğim" demişti, Freni limon sıkar gibi sıkmayı, ön kaldırırken ilk sevgilimizi terk ediyormuş gibi debriyajı bırakmamız gerektiğini söylediğin için teşekkürler. Mekanın cennet olsun Altın Elbiseli Adam...



Geçen hafta perşembe ise sabah aklıma Linkin Park'ın Mayıs'ta çıkardığı One More Night albümünden Sorry for Now şarkısı düşmüştü kalktığım gibi açıp dinlemek istedim ama Linkin Park araması yapınca grubun solisti Chester Bennington'ın sabah 09.00'da evinde ölü bulunduğu intihar ettiğini öğrendim. :(
Chester Bennington taşkınlık yaratmayan, kötü alışkanlıkları ile gündeme gelmeyen sayılı rock müzisyenlerinden biriydi ve bu yaptığına hiç bir anlam verememiştim sonrasında internette okuduğum haberlerde yakın dostu Chris Cornell'in intihar etmesi üzerine sanki anlaşılmış gibi tam da Cornell'in doğum gününde intihar ettiğini öğrendim. 41 yaşında arkasında 6 çocuğunu babasız bırakabilecek birisi olduğunu düşünmezdim ama Lise zamanlarımdan beri en sevdiğim müzik gruplarından birisiydi. İntihar kötü bir şey ama madem hayatın pahasına bir mesaj vermek istedin o zaman umarım hedefine ulaşmışsındır Chester, huzur içinde uyu.

0 Yorum:

Bugün günlerden salı ise ne yapılması gerektiğini biliyorsunuz, Kalem Treni'ninde Haftalık yazısı var demek! Bu hafta da son iki yazıda ...

Halep'ten Gelen Kahve ve Bay Jules ile Bir Gün

Temmuz 18, 2017 Teknofil 0 Comments

Bugün günlerden salı ise ne yapılması gerektiğini biliyorsunuz, Kalem Treni'ninde Haftalık yazısı var demek! Bu hafta da son iki yazıda yaptığım gibi farklı bir kahveli yazı yazacağım umarım hoşunuza gider ;)


Bu sefer Türk kahvesi için çekilip vakumla paketlenmiş bir kahve var elimde. Açıkçası evde Türk kahvesi bitene kadar bekledi bu paket. Sonunda açtığımda çok farklı bir kokusu olduğunu fark ettim. Kesinlikle sadece kahve gibi kokmuyordu hacı yağı gibi bir kokusu vardı.
Üzerinde "Allepo Shakba Coffee" yazısından başka marka belirtmeyen pakette Brezilya kahvesi olduğu Halep'te harmanlanıp İstanbul'da paketlendiği yazıyor. Vakumlu paket olduğundan taze kalmış ve bayağı bir köpüklü Türk kahvesi yapabilmiştim kendime.

Tadı neye benziyor diye sorarsanız içinde gül suyu ve bir şeyler daha (muhtemelen damla sakızı ama eser miktarda) var derim. Farklı bir harman sonuçta ama damak tadıma pek uyduğunu söyleyemem. Her ne kadar istesek ya da istemesek de, Suriyelilerle aramızda bir kültür alışverişi oluyor. Karpuz çekirdeğinden yapılmış bir çerezi de tatmıştım ama dediğim gibi onların biraz farklı bir damak zevki var. Yine de hiç tatmamış olmaktan iyidir. :)



Bay Jules'a gelince kendisi şahsen tanışıp bir günümü geçirdiğim biri değil tabii ki. Diane Broeckhoven'in 2001'de yazdığı uzun öyküsünde bir karakter Bay Jules. O da bizim gibi kahveyi çok seviyor. O kadar seviyor ki eşi Alice her sabah onun demlediği kahvenin kokusuna uyanıyor. Ama o gün yaşlılığın verdiği sıradanlığı kıran olaylar anlatılıyor Alice'in gözünden.

Birkaç saatte bitirebileceğiniz harika bir öykü kitabı kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Ben sanırım 2-3 yıl önce Türkçe baskısının yeni çıktığı zamanda okuyup küçük Rhodia defterime Fiat 1400 ve Sauternes Şarabı gibi birkaç şeyi not almışım. Kitapta bahsedilen şeyler. O yüzden sizde bu kitabı yakın zamanda okuduysanız ya da bu yazıdan sonra okursanız ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Bu da size küçük bir sürprizim olsun.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere :)

0 Yorum:

Merhaba Kalem Treni Takipçileri; Büyük bir katılım ile 2. Ankara Kalem Treni Buluşmamızı gerçekleşitirdik, bir sonrakinde siz de olmalısınız...

Kalem Treni 2. Sürpriz Ankara Buluşması

Temmuz 10, 2017 Teknofil 0 Comments

Merhaba Kalem Treni Takipçileri;

Büyük bir katılım ile 2. Ankara Kalem Treni Buluşmamızı gerçekleşitirdik, bir sonrakinde siz de olmalısınız, kesinlikle!


Çok keyifli zamanlar geçirdik, kalemler ve diğer şeyler hakkında konuşurken. Cafe Nero'nun güzel dizayn edilmiş bu sakin şubesi de bize uyum sağladı bence. Sırada ki etkinlikleri kaçırmamak için
KalemTreni instagram hesabını mutlaka takip ediniz.


Şimdilik bu kadar 
Bir Sonrakinde Görüşmek üzere! :)

0 Yorum:

Merhaba Kalem Treni Takipçileri; Size güzel haberlerim var, geçen ay Kalem Treni'nin sosyal medya hesaplarından duyurarak bir bulu...

Sürpriz Ankara Tren Garı Buluşmaları

Temmuz 08, 2017 Teknofil 0 Comments

Merhaba Kalem Treni Takipçileri;


Size güzel haberlerim var, geçen ay Kalem Treni'nin sosyal medya hesaplarından duyurarak bir buluşma ayarladım ve o günden sonra bunu sürekli hale getirmeye karar verdim. Tarihler 2-3 gün öncesine kadar kesinleşmediği için bir nevi sürpriz olmuş oluyor.

Ve bu sürpriz buluşmaların ikincisini size haber vermek istiyorum

09 Temmuz 2017 Saat : 15:00 'da 
ATG (Hızlı Tren Garı) Caffe Nero'da 
Buluşuyoruz.

Vaktiniz varsa uğrayın kalemler ve trenler hakkında sohbet edelim. Aynı kafadan insanlar arasında olmak gerçekten çok güzel bir duygu. Bizi üzerine mürekkepli peçeteler saçılmış bir masada bulabilirsiniz.


Görüşmek Üzere :)

0 Yorum:

Merhaba Kalem Treni Dostları, Yine bir salı günü ve haftalık güncellemeyle karşınızdayım. Bu hafta size yine kahvelerden bahsedeceğim. Ge...

Haftalık #27 Almanya'dan Gelen Kahve ve John Cena'nın Yeni Filmi

Temmuz 04, 2017 Teknofil 0 Comments


Merhaba Kalem Treni Dostları,

Yine bir salı günü ve haftalık güncellemeyle karşınızdayım. Bu hafta size yine kahvelerden bahsedeceğim. Geçen yazımda Etiyopya'dan gelen kahve hakkında instagramdan bir kaç soru gelmişti. Bu sefer de Almanya menşeili bir kahveden bahsediyor olacağım. Eğer merak ettiğiniz bir şey olursa ya da bir merhaba demek için bile Kalem Treni İnstagram hesabına aşağıdaki buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Dallmayr firması sadece kahve konusunda değil tüm yiyecek sektöründe de ün yapmış bir firma. Ama ilk ve en önemli işlerinden biri, çekirdeklerinin el ile işlenmiş porselen kazanlarda bekletildiği söylenen Dallmayr kahvesi.


Benim nasıl edindiğimi sorarsanız koçluğunu yaptığım danışanlarımdan biri ile sabah rutininden bahsederken konu kahveye geldi. 3ü1arada mı içiyorsun diye sorunca "Nein!" dedi bana, filtre kahve içiyorum. Sen ne içiyorsun diye sordu. Sonra ben Dallmayr içerim biraz "Stärke" istersen sana getireyim dedi. Böylece içtiğim diğer kahvelerin yalan olduğunu öğrenmiş oldum. Bulabilirseniz denemenizi şiddetle öneririm.


John Cena denildiğinde aklıma her zaman hareketli "The Time is Now" isimli WWE Şarkısı gelir. (Duddırıttı ♫ Düddırıttı ♫ ) Dövüş gösterilerini pek izlemem, sadece isim olarak bilsem de, bu ismi Film afişinde gördüğüme şaşırdım doğrusu. O sıra vizyonda daha güzel bir film yoktu. Arkadaşımla birlikte Türkçe'ye, Sniper: Duvar olarak çevirilmiş olan filme girdik.



Oyuncu kadrosu son sahnedeki figüranları saymazsak sadece iki kişiydi. Ama şaşırtıcı şekilde filmdeki gerilim bizi baymaktan daha çok bağladı. Nefesimizi tutarak, şimdi ne olacak diye bekleyerek izledik.  Filmin sonu da beyin uçuklatıcı bir şekilde bitti. Zaten Irak Savaşı'nda yaşanılmış gerçek bir olaydan uyarlanmış. Bazı diyaloglarda kesin kitabına sövecek falan derken, hiç bir dine hakaret etmemiş olmaları da güzel bir olaydı. Gitseniz pişman olmayacağınız bir film, tavsiye ederim.

Bu haftalık bu kadar 
Gelecek yazıda görüşmek üzere :)

0 Yorum: