Fakat öyle bir tadı var ki iyi yapılırsa, insan pek anlamasa da bir şeyler sezebilir. Uzun ve karmaşık cümleler. düşünürken, cümle haline...

Konusur gibi yazmak ve yazar gibi konusmak kasıntıların isidir.

Şubat 19, 2016 Teknofil 3 Comments

Fakat öyle bir tadı var ki iyi yapılırsa, insan pek anlamasa da bir şeyler sezebilir. Uzun ve karmaşık cümleler. düşünürken, cümle haline getirmeden önce, insan, çok karmaşık ve birbirine nasıl bağlandığı belirsiz uzun cümlelerle düşünüyor. Türkçeyi insan nasıl ediniyor? Yazı dilini demek istiyorum. - belki insanın yakın çevresi. Bende bir çok kitaptan eledim, süzdüm heralde. Bu arada tatsız, renksiz, kötü kuruluşlu cümleleri nereden buldum? Sadece bana ait olanlar bunlar mı acaba?
diyor Oğuz Atay 1970'de Londra'ya gidip sevdiğiyle görüşemediği için tutmaya başladığı günlüğünde.

Bu aralar kendi günlüğüm dışında başka bir günlük okuyorum. (Evet kendi günlüğümü de okuyorum arada.) Ama en az romanları kadar sürükleyici Oğuz Atay'ın günlüğü. Tüm kitaplarının altyapısını, neyi neden yazdığını; insanlardan nasıl tepki aldığını kendi ağzından okuyabiliyorsunuz.




Rahat davranan ve samimi bir dille eser ortaya koyan herkesi de gerçek sanatçı bellememek lazım tabi. Ama ansiklopedi gibi bilgiden başka bir şey içermeyen bir kaynak oluşturmak pek bana göre değil. O yüzden teknik bilgiler yerine merak edilenleri sıralamak, açığa kavuşturmak daha hoşuma gider. Bu kitapta üstüne yorum yapmak istediğim çok paragraf var. Bu yazı da bunlardan biri.

Sizi -istediğiniz gibi- dinleyecek birini bulmanız dileğiyle...

^Oğuz Atay, Günlük,2014,İletişim Yayınları,İstanbul
"... konuşur gibi yazmak ve yazar gibi konuşmak. İkincisi bir maniyer* elbette."
*:İçten gelen bir tavır olmayıp, bilinçle tasarlanarak takınılmış olan.

3 yorum:

  1. Ah Oğuz Atay.. Tutunamayanları (uzun sürede de olsa) severek okumuştum. Bu sene sırada Tehlikeli Oyunlar var. Ve diğer kitaplarını da mutlaka okumak istiyorum bu yazı dilini sevdiğim yazarın. Günlüğü de ilgimi çekti, fakat bir kaç kitabını okuduktan sonra mı okunmalı acaba, yoksa yazarı önce tanımak için ilk başlarda mı? Sen ne düşünüyorsun bu konuda?

    YanıtlaSil
  2. Ben açıkcası sadece "Korkuyu Beklerken" öykü kitabını okudum. Bunu da yazarın tarzına alışamamış, ağır olacağından korkan ya da Oğuz Atay'ın neden böyle yazdığını merak edenler varsa başta okuyabilir. Bazen karakterler üretiyor onlara isim veriyor bir süre bunlar hakkında yazıyor sonra hop.. kapatıp defteri başka bir günde rüyalarından bahsediyor. Akrabaları hakkında bir şeyler söylüyor. Her vakit okunabilir o yüzden :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Listemde Oğuz Atay kitaplarının yanına ekliyorum o halde, teşekkürler :)

      Sil