Önümde oturan kız valizini yukarı koymuyorsa kesin Kırıkkalelidir. Arkamdaki kız koltukla cebelleşip sabitlemeye çalışıyorsa kesin i...

Tren Seyahatleri #9 Karekod Avcıları

Eylül 26, 2014 Teknofil 0 Comments




Önümde oturan kız valizini yukarı koymuyorsa kesin Kırıkkalelidir. Arkamdaki kız koltukla cebelleşip sabitlemeye çalışıyorsa kesin ilk defa binmiştir. Orta Doğu diliyle konuşan teyzeler yanında un çuvalı taşımıyorsa kısa süreliğine gelmiştir. Bu çıkarımların hepsi tecrübeyle sabit ve hepsinin günlüğümde bir yeri var. Hem de en gereksiz ayrıntılarına kadar. Bu ayrıntılardan birine birden çok kez rastlarsam bundan bir çıkarım yaparım. Bu yazılar bu şekilde oluşuyor.


Söylediğine göre çeşmenin başında bayılmış. Teyzenin biri oğlunu görevlendirmiş bu iş için, o da bir güzel elini yüzünü yıkamış bunun. Teyze kolunu da yıka diyormuş oğluna, o da yıkıyormuş. Sonra teyze üstüne tülbent sarılı kaptan kek ikram etmiş. Telefonda ev arkadaşına anlatıyor bunları. İkinci perondaki çeşmeyi de çöpçatan işlerine alet etmiş oldular böylece.

 
Perona arabayla girdiklerinde sinir oluyorum. Sadece trenlerin olduğu bir yer düşünün ve arkanızdan biri korna çalıp üstünüze sürüyor. Bazı şeyler her yere girmemeli.
Kondüktörler her bir yandan "ditdüt" öten makineleriyle karekod avcısı gibi ilerliyordu. En son bindiğimde gece yarısından dolayı bilette sorun çıkmıştı. EYBİS yüzünden. Ben intenetten bir gün öncesine bilet almışım yanlışlıkla. Sonra o ditdüt öten makina bana dütdat diye öttü diye ceza keseceklerdi bende numarasız vagonda yer bulup oturdum. Ama gece yarısından sonra gitmenin ayrıcalığı gündüz gözüyle köylerde inşa edilmiş balyadan binaları görebilmek

Aslında raylardaki kuşları çekecektim.
Ama elinde helyum dolu balon olan sinir bozucu bir çocuk hepsini korkutup kaçırdı. 
Tren hali, ortalığı kötü bir koku sardı. Ben de geçene kadar yemekli vagona gideyim dedim. Gittim çizgili ve sensörlü kapıdan içeri baktım kimse yok. Bir tek dakika başı yerinden kalkıp buraya gelen kadınlar vardı. Bir daha denk gelirsem "yemekli-vagona-bacısıyla-giden-kadın" tanımlaması yapacağım. Şuanlık niye sürekli gidip hiç birşey almadan dönüyorlar anlamadım.

Atatürk Vagonunun 2. Perondan görünüşü

Hal böyle olunca şişman beyaz gömleğe gidip servisiniz var mı? diye sordum. Hani belki kapatmışlardır diye. "Nereye servis istiyorsun ki sen? Geç otur ne istiyorsan söyle." dedi. Sonra kendi kadar şişman üç kadına "Buraya gelenlerin %90ı kız geldiğini görü gelenlerdir...benim kendi elemanımı dövdüğümde oldu...Malatya'ya gidene kadar koca Sivas var..." gibi şeyler duydum.

Ne demek yanı gelmeyeyim mi bir daha? Diye düşünürken TCDD'nin Ray Restorant'a yıllık beş milyon lira verdiğini öğrendim. Hiç müşteri olmasada maaşımızı alıyoruz biz diyorlar. Oturduğumda Yozgat/Şefaatli'deydim. Kalkmam Yozgat/Yerköy'ü buldu. Fiyatlar geçen seneye göre hep artmış. Değişmeyen tek şey Coca Cola'nın verdiği rozetli menülüklerdi.



Bir bira bir çerez söyledim. O ara pos bıyıklı babacan bir adamla arkadaşı geldi biri bira biri kahve içti. Edremite gidip altı balya halı alacak, Ankara'da satacaklarmış. Fakat bu trenin kargo vagonu yok. Adama Van Gölü ya da Doğu Ekspressine binmelerine söyledim. Sinir bozucu garson şefine hesabı ödeyip yerime geçtim.

Herkese Bol Karekodlu Günler :)

0 Yorum: