Son bütünleme sınavına girdikten sonra bana yine raylar gözüktü saat 17.30 gibi gara gitmeme rağmen bilet almam saat 19 u buldu. Gara gelme...

Numarasız Vagonda Bir Emekli Makinist

Şubat 01, 2014 Teknofil 0 Comments

 Son bütünleme sınavına girdikten sonra bana yine raylar gözüktü saat 17.30 gibi gara gitmeme rağmen bilet almam saat 19 u buldu. Gara gelmeden önce " Şişenizden taşmayın, 4 Eylül'den şaşmayın." diye bir tekerleme uydurmuştum.4 Eylül Mavi Treni'nin ismi Sivas kongresinin yapıldığı tarih olarak koyulmuş, ama tren Malatya'dan geliyor.  Ben bunları düşünürken önce 4 Eylül'ün sonra Doğu'nun sonra Güney'in bileti bitmişti. Adama numaralı yer yok mu? diye sordum az önceki arkadaş aldı dedi. "Bende koskoca adam birde üniversiteli gençlerle arkadaş oluyor." diye içimden geçirdim. :)

Uyumamamın sebebi
ve herkesin tepki
gösterdiği adam
 Zaten sistem kitlendi için 1 saat ayakta beklemiştim şimdi Ankara'ya 11 saat ayakta gitme ihtimaliyle karşı karşıyaydım. Numarasız vagona daha önce binmemiştim çünkü Ankara garındaki ablalar "Sen numarasız vagona binme ya oturtmazlar seni orada ayakta kalırsın." demişti. Bir an otobüsle gitsem mi? diye düşündüm ama bu, gişe memurunun bana kızmayacağı bir süre kadar idi. Doğu Ekspresine numarasız vagondan bir bilet aldım Yer No: kısmında X işareti vardı.Gardaki yana açılan kapıları itekleyip dışarı çıkar çıkmaz solumdan biri " Dostum ateşin var mı?" diye çıkıştı. Bende boş bulunmuşluk sebebiyle tedirgin bir şekilde yok deyip devam ettim ve birinin beni bıçaklayacağını düşünerek kaldığım otele geri döndüm.



 Lafı fazla uzatmadan:)  konumuza gelelim. Kondüktör
 "Evet Kayseri, gayseri yolcusu galmasın, eşyalarınızı unutmayın" diye uyarılarda bulunurken bayağı bir hareketlenme oldu, Kayseri'den sonra yanımdaki 2li koltuğa eşini ve çocuklarını yerleştiren adam diğer vagondan eşyalarını almaya gitti. Geri döndüğünde "sana yer bulsam buraya ben otursam olur mu? Çocuklarım burada benim." dedi. Bende istemeye istemeye kabul ettim.
 Vagonun diğer ucunda, sığdırılması için karşılıklı yerleştirilmiş koltuklardan birine oturdum. Günlük yazmak için yeterli alan yoktu, amca bir bana bir elimdeki deftere bakıyordu ki "günlük yazıyorum" deyiverdim. "günlük yazacaksan sabah yazacaksın, senin yazacağın istasyonlar; Kırıkkale,Irmak,Elmadağ buralarda durur ama Lalabel'de durmaz, Hasanoğlan'da durmaz, Kayaş'a kadar durmaz. Öyle yazarsın." cevabını aldım.
 Nasıl yani? gece günlük yazılmaz mı? böyle bir kaide mi var? şaşırarak "ben Sivas'tan beri yazıyorum ama" dedim, sanırım gündüz yazıyorum dediğimi sanmış olacak ki "Gece yazacaksan Sivas'tan Ankara'ya 23 İstasyon var, bunlar; Sivas, Şefaatli, Şarkışla.." diye tüm istasyonların ismini saydı bende neden bu yerleri ezberlediğini anlamaya çalıştım.



Amcanın birbirine kavuşturduğu ellerinde cevabı buldum. katlı olan sağ işaret parmağı, diğerlerinden 3de1 kısaydı ve tırnağı yoktu, uzun zaman önce kaza geçirdiği belliydi. Ona parmağına ne olduğunu sordum. 
"Eskiden buharlı makineler vardı şimdi PTT'lerin önünde duranlar var ya onları biz kullanırdık makinist ve ateşçi temiz gömlekle gelirdi eve arab olmuş şekilde dönerdi. Şimdiki makinistler 7-8 gün aynı gömlekle geziyor" dedi.
Sincan-Kayaş Banliyö Treni

 

Yaşlılar ve Sarhoşlarla konuşmayı iyi bildiğimden amca yatta uyu biraz diyene kadar sohbet ettim, ona Kayseri'de ne işi olduğunu sordum "Hastaneye geldim buraya, ama Otobüs devrilince hastane doldu beni de taburcu ettiler bir nefes darlığına çözüm bulamadılar ama bayağı bir tadilat gördüm orada""Ankara'da daha iyi hastaneler yok mu?" dediğimde "Var da hepsi dolu, Buradaki doktor tanıdıktı ben Bolu'da Greyder ile gezerken kara gömülmüş bir taksi buldum bağladım onları da çektim Bakım evine orada 1 hafta misafir ettim" dedi gerçekten daha çoook ilginç hikayeler vardı bu amcada ama siz bu kadar yazıyı okumak istemezsiniz biliyorum, hepsi önyargılarınızdan kaynaklanıyor.
Yüksek Hızlı Trenlerden konuştuk Sivas'a ne zaman gelir dedim "2008den önce gelmez çünkü yıldızeline gelmedi daha" diye şaşırtıcı bir cevap daha geldi amcadan sorumu yinelediğimde bile aynı cevabı aldım "daha önce hiç Hızlı Tren kullandın mı?" diye sordum "Ooo İlk Sürüşü biz yaptık, Kumandada Başbakan vardı yanında Binali Yıldırım, Onun yanında ben vardım." deyince iyice ilgimi çekti

Yol boyu Siyasetten, Emekli maaşının azlığından ve benzeri bir sürü konudan konuştuk, Ankara'ya vardığımda amca gitmişti adını da öğrenememiştim. Ankara'nın sabahını Grande Misto ile ödüllendirip bu yazıyı yazdım bir takım nedenlerden dolayı anca bu gün sizinle paylaşabildim umarım beni affedersiniz iyi günler.







0 Yorum: